BUZ KESTi GÜNCESi
En sonunda dikenli bir salıncak
en sonunda yalnızlığımla başbaşa alışkanlığım yalnızlık orda durup bakan bir siluettir acı veren dağılan mutluğun ardından ve sensizliktir komşum arkadaşım çalan radyodaki hüzün ve güzün değişmeyen yüzü, gelip yapışmıştır kaderime. aklımda yolsuz bir düş gibi senin varlığının içerisi aklımda kırık ve kandan ve kanayan durmadan. ve hasrettir görüp göstereceği bir mektupa yazılmış ucu yanık sana olan aşk ihtiyacım öykümün ansız kaderdaşı ürperir kemikleri vucudun ölüm dişlerimin arasında çürüten iltihap zamanda kayboluyorum üstünkörü üstünü örtüp kaçıyorum suçluca ölüm dindirine dek sırlarımı ... benim yüreğimden boşalan düşlerim ağzı kesilmiş gülümsememde kaybolan düşlerim aksadı gün kalıplaştığımız şekilde güldüm onayladım kafeste kendi iç örgülerimde yitiş belkemiksiz güvence içinde şüpheyle kıvranan ayna.. gözbebeklerimde eski bir korku bir kaygı gecesi , ve sonunda sırası gelir o müthiş sesizlikte bilmezken artık ne yapacağını koyu mavi gecelerde boğulurken ve kısmi felçlerim depreşir depremin anavatınında ve doğuştan öksüz bir bebektir şu kocamış bedenim bir poşet dolusu yanılgı ... camın yüzündeki perdeler çömez bir rüyadır asıl ... |