2
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
2725
Okunma

Susuyorum...
Masamda yarım bardak, limonlu çayım
Sırtımda, siyah örgü şalım.
Karşımda kız kulesi, ruhu hüzün hatıralı
Saymadım saatleri, kalem ve kâğıdı buluşturalı...
Susmak bu aralar sığındığım liman
İçimde kopsada sessiz fırtınalar...
Vazgeçtim artık konuşmaktan
Seyrinizdeyim süzülün masum martılar...
Boğazımda düğümlenmiş kelimeler
Susuyorum yine, dilime kilit prangalar...
Yüzüme bakabilir misin söyle, suçlu nazarınla
Vicdanın rahat mı? Sarf ettiğin kelamlarınla...
Belki anlarsın bu sefer konuşmak neydi?
Muhabbetin koyu bir demi değil miydi?
Sevgin cansız, ruhsuz, hissiz miydi?
Birbirimize verdiğimiz sözler üzülmek için miydi?
Dil imiş yıkan hatıraları
Dil imiş tamir eden gönül kırıklarını...
Ey harfler bıraktım sizi özgürce
Selam söyleyin birbirini dinleyenlere, sessizce...
Kelimelerimin kanadı kırıldı
Cümlelerim heyecanını yitirdi...
Anlamadın anlamak istemedin
Kelamlarımın ince ruhunu hissedemedin...
Selam söyleyin!
Sevgisini derinden yaşayanlara...
Selam söyleyin!
Noktaların, virgüllerin, kıymetini bilenlere...
Müjdeleyin!
Sabredip sükût edenleri...
Müjdeleyin!
Sevgisini gönülden kulaklara indirenleri...
Kıymetini bilin!
Sizi koşulsuz, beklentisiz sevenlerin...
Kıymetini bilin!
Ömründen ömrünüze ömür katanların...
Mihrican Ulupınar
14.12.2013
02.29
5.0
100% (4)