Son mektup
Elimdeki okuduğum mektup,
Bir dostumun bana gönderdiği, son mektubuydu. Nereden bilebilirdim’ ki okuduğum bu mektubun son mektup olacağını. Bu mektubun bir sır küpü olduğunu. Oysa ben dostumdan mektup gelmiş diye sevinmiştim de, Aceleyle açmıştım, okumak için. Gelen mektubu açmış, çabucak okumaya başlamıştım. Bir de mektubu okudum’ ki, Öyle dokunaklıydı’ ki, okuduğum mektubun içindeki kelimeler. Öyle bir dokunaklıydı’ ki. Okudukça boğazıma düğüm atıyordu sanki içindeki kelimeler. Bu mektup, kalemle değil’ de, Sanki gözyaşlarıyla yazılmış gibiydi. Mektuptaki kelimelerinin her harfinde, her bir zerresinde, Hüzün vardı ve gözyaşları vardı. Yazdığı, bu mektubu ben okudukça, Onun bana anlatmak istediği, içini boşaltacağı bir şeylerin olduğunu seziyordum da. Ve bazı sırlarlarının olduğu, bazı dertlerinin olduğunu seziyordum da, Fakat nedense bunları, yazmamıştı bana. Bir muamma gibiydi, yazamadığı her neyse, okuduğum kadarıyla. Mektuptan okuduğumdan anladığım kadarıyla. Gel diyordu bana, sadece gel. Gel, dert ortağım ol benim diyordu, bana adeta yalvararak. Mektuptaki acıklı, ifadeleriyle… Ve bir takım eften, püften gerekçeleri de sıralayarak. Bana gel demişti’ de bu dostum, Bende ne gidecek güç vardı, ne onun derdine çare olacak biriydim.. Bu yüzden’ de, gidememiştim ben onun yanına. Nihayet. Aradan, kısa bir zaman sonra. Yine kış gelmişti, onun olduğu yaşadığı yerlere. Bu dostum, Soğukların buz kestiği bir gecenin ertesi sabahında kalkar, Hazırlanır uzun sürecek bir yolculuğa Bir de ne duysam.. Erkenden yola çıkacakken meğerse. Şans ya bu, ne yaptıysa çalışmamış onun arabası. Aküsü basmamış, o geceki dondurucu gecenin soğuklarından. Ve bu dostum dediklerine göre. Geçer, kendi çalıştıramadığı arabasının arkasına, Bir başkası geçer, direksiyon başına, Vade ya bu, kalbi duruverir dostumun oracıkta. Benimle paylaşacağı sırrını kimseyle paylaşamadan, Veda eder, hiç yaşamadığı hayata… Gel demişti gel. Kim bilir hangi sırlarını, paylaşacaktı benimle. Gidebilseydim.. Hangi derdini paylaşacaktı, gel dediğinde gidebilseydim. Gitti, gitti, Can kardeşim, sırrıyla gitti’ de, Sönmeyen bir ateş bıraktı, benim yüreğimde. 10 Aralık 2013 Ahmet Yüksel Şanlı er |