Gaip_ten Bir Ses Ruhumu Okşuyor / 2
Doğduğun günden beri yaşadığın saray hükümdarın ;
Nedir ki içinde saltanat sürmekte hükümsüzlüğün , Nedir ki aşinalara alışkın ruhun ölümsüzlüğü , Nedir ki gaip-ten ruhumu okşayan onca ses , Yazık ki o anlatılamayan gizli cinayetlere yazık . Üstümde sema ruhumda ahlak duygusu aşk , Dökülen yıldızlar pare pare can cana pervane , Yansıyor güneş ,bir katre-i damla ki ırmağı ; Kamışından koparılmış ney sesinden üfleyiş . Görünür görünmezliğe çaresiz dil ve alem , Doğrunun doğrusu değil mezar ile insan , Yaprağına damlası düştüğü günün paresi , Bağrına basıpda bekleyen toprağın neftası . Geçip giden yıllar yüzümde çizgiler teşne , Bunca girift bilmeceler tomurcuklar heveste , Heybem yük dolu sermayem hüzün parçalar , Karabasan bataklığım artık sanada paydos . Beklenen baharın kuru umitleri üşüyor tuz buz, Bir mecnun bir leyla geçiyor kapıdan sus pus , Saçlarımı okşayan istemem ne taç ne saray , Ruhumun cenneti hayrete uyanmakda göz göz . Bir doğuş bir batış hayat tanığım köz köz , Bir ses bir ses uzaklardan yorgun gelen es , Çağrılan süslü bebek istikamet toprak tabu , Bekler kapıda cansız at kendini duymaz töz . Bahara alışkın bedenim ölen ruhum değil , İstenmeyen batışlar güneşe vurgun değil , Yükseliyor yer ki yer-gövdem yerde değil , Gözlerimi kapattığım dünyam artık benden değil . Gülay GÖKTÜRK |