Kış UykusuKutup gibidir gece, altı ay uyur ağaç, Esneyip- yaprak döker, sonbahar üstü ağaç, Gözleri uyku dolu, nefes alışı kıraç! Rüyâda bahar görür, derîn uykuda ağaç... Kar düşer toprağına, temizlenir dalları, Beyaz gelinlik giyer, rûyâda ak kolları, Isınıverir hava, şişer kuru dalları, Geğneşip- uyandıkça, çiçek dolar kolları... Gelinlik çıkartılır, çiçek döner meyveye, Döl almış hâmiledir, devreder geleceğe, Kolları ağırlaşır, daldan ağır meyveye, Tohumdur ana gâye, oğuldur geleceğe... Toy nesil gelişince, îtirâz eder dala, Tanımaz ana- baba, istemez dalda kala, Ayrışır- karışırlar, dalda isyân- isyâna, El alsın ister gurbet, vatandan ayrı kala!... Önce; gençlik mutludur, çürüme başlar sonda, Yâ haşlanıp- pişerler, ya da yiterler yolda, Pek azı toprak görür, tıpkı anası gibi, Nicesi görür çöpü, pişmanlık duyar yolda... Aslına sâdık kalan, nesiller yetiştirir, Ham iken daldan giden, gübrelik oluşturur, Sen, sen ol da dalda kal, olgunlaşmadan düşme! Doğduğun eli bil de gurbet eline düşme!... ‘Vatanım’ diyenlere, ‘Kış Uykusu’ nasîhat, Kurtlanıp- yere düşme, oku ve tut nasîhat, Meyve veren ağacı, insana örnek ettim, Dilerim: Yurdunda kal, bulasın sağlık- sıhhat... Kadir, bir gece yazdı, yirmiüç mart geç vakit, Atadan servet bilin, atasözleri nakit, Denemeye kalkmayın, denenmiş: Denenmiştir, Kış uykusundan uyan, çiçek vakti gelmiştir!. Fidanını diken, fotoğraflayan ve şiir: kadiryeter Kadir Yeter. 07 ARALIK 2013(2009) TRABZON. |
Kutlarım sizi dost kalem canı gönülden