BEN MÜ'MİN SELİM TEMİZŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Prof. Dr. Haydar Baş
20 Ağustos 2013/YENİ MESAJ GAZETESİ Ehl-i Beyt’in namaza verdiği önem Hacı Bektâş-ı Veli’yi anma programlarında yaptığımız konuşmamızda Ehl-i Beyt imamlarının kıldıkları namaz hakkında bilgiler vermiştik. Hz. Ali Efendimizin, Hz. Hasan ve Hz Hüseyin efendilerimizin, Hz. İmam Zeynelabidin (as) Efendimizin günde biner rekât namaz kıldıklarını ifade ettik. İmam Muhammed Bakır (as) günde 300 rekât namaz kılardı. İmam Zeynelabidin Efendimizin bir lakabı İmam Seccad’dır. Seccad, çok secde eden manasındadır. Bu lakap, ona secde yapmaktan alnında oluşan nasırlar nedeniyle takılmıştır. Ehl-i Beyt imamları ve Ehl-i Beyt yolu, İslam’ın farzları konusunda hiç kimsenin ulaşamayacağı noktada çok öndedirler. Gerek namazda, gerek oruçta, gerek zekâtta, gerekse hacda bu konular ifade edilirken asıl kaynak Ehl-i Beyt imamlarıdır. O yolda gidenlerin bu ibadetleri hayatına geçiriş şekli ve verdikleri bilgilerdir. Bu konuda yazdığımız bilgileri Sünni kaynaklardan değil de Şii eserlerden alıntılar ile vermeyi uygun bulduk. Abdullah Turan’ın "Ehl-i Beyt Mektebinde Namaz" isimli eserinde şu bilgi yer almaktadır: "Ehl-i Beyt fıkhına göre asaleten farz olan namazlar şunlardır: Günlük namazlar, beş vakit farz olan namaz. Ayet namazları, farz tavaf namazı, cenaze namazı." Yine aynı eserde İmam Cafer Efendimizin namaz çeşitleri hakkında şu bilgileri verilmektedir: "Farz ve nafile olan namazlar elli bir rekâttır. Ayakta kılınan bir rekât yerine geçen yatsı namazından sonra oturduk yerde iki rekât olarak kılınan vuteyre namazı da bunlardandır. Günlük namazlardan farz olanı on yedi, nafile olanı is, otuz dört rekâttır." (El-Vesail, c.3, sayfa 32) Hatta İmam Cafer Efendimiz, yarenlerini şöyle anlatır: "Bizim Şialarımız, züht ve ibadet ehlidirler. Gece gündüz elli bir rekât namaz kılarlar. Geceleyin ibadet için uyanık kalıp gündüzün oruç tutarlar, mallarının zekâtını verirler, Kâbe’ye hac yaparlar ve her türlü haramdan sakınırlar." (Bihar’ül Envar, c.82, sayfa 291) Kendine namazdan soru soran bir kişiye İmam Rıza Efendimiz şu yanıtı buyurmuştur: "Bilesin ki, Allah sana rahmetini indirsin; bir gündüz ve gece zarfında Allah-u Tealâ’nın farz kıldığı ve sünnet olan namazlar elli bir rekattır. Bunlardan on yedisi farz, otuz dördü ise sünnettir. Öğle dört rekât, ikindi dört rekât, akşam üç rekât, yatsı dört rekât ve sabah iki rekâttır. Bunlar hazar halindeki farzlardır. Yolculukta ise farz namazlar on bir rekâttır. Öğle iki rekât, ikindi iki rekât, akşam üç rekât, yatsı iki rekât ve sabah iki rekâttır…" (Bihar’ül Envar, c.82, sayfa 301) Ehl-i Beyt imamlarının mübarek hadislerinde, namazın farz bir ibadet olduğu vurgulanmaktadır. Bunun yanında, beş vakit namazın kılınış şekli, namaza hazırlık, abdestin alınışı, namazda örtünme, namaz kılınan yer, namazı bozan şeyler, namazda şüphe konusu da hadislerle izah edilmiş, bugüne kadar ulaşmıştır. Ehl-i Beyt mektebinin takipçileri, Bihar’ül Envar’da, Kuleyni’nin Usul’ü Kâfi eserinde ve Abdullah Turan’ın "Ehl-i Beyt Mektebinde Namaz" isimli eserinde, on iki imamın namaz konusundaki hadislerine ulaşabilirler.
Ben gerçek Müslüman’ım, mutlak farzdır ayarım
Ceddim (SAV) Peygamber soyu, Ehl-i Beyt’i sayarım Ben mü’min Selim Temiz, çok yücedir Allah’ım En büyük Allah için, her çıkardan cayarım. (SAV) Hz. Muhammet nur, Yezit ise habis ur Salavat getiren kul, Kabe’de atarken tur Şeytanı da unutmaz, lanet eder Yezit’e O, Allah düşmanıdır, laneti alnına vur. Tek bir ayet yoktur ki, Allah sözü olmayan Kalmasın Ali’siz kul, Ali’den feyz almayan Adem, İsa ve Ali; çok derin birer derya Yezit’e lanet şarttır; olmam lanet salmayan. Sevdiğini sevmektir, yaptığını yapmaktır (SAV) Peygamber gibi sevmek, tek Allah’a tapmaktır Mü’min kul ne demektir; takvalı kul demektir Dua, namaz, niyazdır; aksi dinden sap-mak-tır. |
Kaynak: Kur'an-ı Kerim/En'âm Sûresi/Sayfa:149/Cüz:8/Ayet:156-157: Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa (yahudilere ve hıristiyanlara) indirildi. Biz onların okumalarından habersiz idik" demeyesiniz, yahut, "Eğer bize kitap indirilseydi biz onlardan daha çok doğru yolda olurduk" demeyesiniz, diye bu Kur'an'ı indirdik. İşte size Rabbinizden açıkça bir delil, bir hidayet ve bir rahmet geldi. Artık Allah'ın âyetlerini yalanlayan ve (insanları) onlardan çeviren kimseden daha zalim kimdir!? İnsanları âyetlerimizden alıkoymaya kalkışanları, yapmakta oldukları engellemeden dolayı azabın en kötüsü ile cezalandıracağız. ﴾156-157﴿
اَوْ تَقُولُوا لَوْ اَنَّٓا اُنْزِلَ عَلَيْنَا الْكِتَابُ لَكُنَّٓا اَهْدٰى مِنْهُمْۚ فَقَدْ جَٓاءَكُمْ بَيِّنَةٌ مِنْ رَبِّكُمْ وَهُدًى وَرَحْمَةٌۚ فَمَنْ اَظْلَمُ مِمَّنْ كَذَّبَ بِاٰيَاتِ اللّٰهِ وَصَدَفَ عَنْهَاۜ سَنَجْزِي الَّذ۪ينَ يَصْدِفُونَ عَنْ اٰيَاتِنَا سُٓوءَ الْعَذَابِ بِمَا كَانُوا يَصْدِفُونَ ﴿١٥٧﴾
Kaynak: Kur’an-ı Kerim/Mâide Sûresi/Sayfa:119/Cüz:6/67. Ayet (Tebliğ Ayeti):
Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan onun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan korur. Şüphesiz Allah, kafirler topluluğunu hidayete erdirmeyecektir. ﴾67﴿ يَٓا اَيُّهَا الرَّسُولُ بَلِّـغْ مَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَۜ وَاِنْ لَمْ تَفْعَلْ فَمَا بَلَّغْتَ رِسَالَتَهُۜ وَاللّٰهُ يَعْصِمُكَ مِنَ النَّاسِۜ اِنَّ اللّٰهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْكَافِر۪ينَ ﴿٦٧﴾
Kaynak: Kur’an-ı Kerim/Mâide Sûresi/Sayfa:107/Cüz:6/3. Ayet (İkmal Ayeti):
Ölmüş hayvan, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına boğazlanan, (henüz canı çıkmamış iken) kestikleriniz hariç; boğulmuş, darbe sonucu ölmüş, yüksekten düşerek ölmüş, boynuzlanarak ölmüş ve yırtıcı hayvan tarafından parçalanmış hayvanlar ile dikili taşlar üzerinde boğazlanan hayvanlar, bir de fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. İşte bütün bunlar fısk (Allah'a itaatten kopmak)tır. Bugün kafirler dininizden (onu yok etmekten) ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı seçtim. Kim şiddetli açlık durumunda zorda kalır, günaha meyletmeksizin (haram etlerden) yerse şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. ﴾3﴿حُرِّمَتْ عَلَيْكُمُ الْمَيْتَةُ وَالدَّمُ وَلَحْمُ الْخِنْز۪يرِ وَمَٓا اُهِلَّ لِغَيْرِ اللّٰهِ بِه۪ وَالْمُنْخَنِقَةُ وَالْمَوْقُوذَةُ وَالْمُتَرَدِّيَةُ وَالنَّط۪يحَةُ وَمَٓا اَكَلَ السَّبُعُ اِلَّا مَا ذَكَّيْتُمْ وَمَا ذُبِحَ عَلَى النُّصُبِ وَاَنْ تَسْتَقْسِمُوا بِالْاَزْلَامِۜ ذٰلِكُمْ فِسْقٌۜ اَلْيَوْمَ يَـئِسَ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا مِنْ د۪ينِكُمْ فَلَا تَخْشَوْهُمْ وَاخْشَوْنِۜ اَلْيَوْمَ اَكْمَلْتُ لَكُمْ د۪ينَكُمْ وَاَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَت۪ي وَرَض۪يتُ لَكُمُ الْاِسْلَامَ د۪يناًۜ فَمَنِ اضْطُرَّ ف۪ي مَخْمَصَةٍ غَيْرَ مُتَجَانِفٍ لِاِثْمٍۙ فَاِنَّ اللّٰهَ غَفُورٌ رَح۪يمٌ ﴿٣﴾
Kaynak: Kur’an-ı Kerim/Mâide Sûresi/Sayfa:117/Cüz:6/55. Ayet :
Sizin dostunuz ancak Allah'tır, Resûlüdür ve Allah'ın emirlerine boyun eğerek namazı kılan, zekâtı veren mü'minlerdir. ﴾55﴿ نَّمَا وَلِيُّكُمُ اللّٰهُ وَرَسُولُهُ وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا الَّذ۪ينَ يُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكٰوةَ وَهُمْ رَاكِعُونَ ﴿٥٥﴾
KAYNAK: Kur'an-ı Kerim/ A'râf Sûresi /Sayfa:154/Cüz:8/36. Ayet:
Âyetlerimizi yalanlayanlar ve onlara uymayı kibirlerine yediremeyenlere gelince işte onlar cehennemliklerdir. Onlar orada ebedi kalacaklardır. ﴾36﴿وَالَّذ۪ينَ كَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَا وَاسْتَكْبَرُوا عَنْهَٓا اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ النَّارِۚ هُمْ ف۪يهَا خَالِدُونَ ﴿٣٦﴾
KAYNAK: Kur'an-ı Kerim/ Bakara Sûresi/Sayfa:32/Cüz: 2/207. Ayet:
İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah'ın rızasını kazanmak için kendini feda eder. Allah kullarına çok şefkatlidir. ﴾207﴿وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَشْر۪ي نَفْسَهُ ابْتِغَٓاءَ مَرْضَاتِ اللّٰهِۜ وَاللّٰهُ رَؤُ۫فٌ بِالْعِبَادِ ﴿٢٠٧﴾