KARABÜK
Yaşattıklarını görmezden gelemem şehir!
Aldıklarına gönül koyarım elbet, Vermediklerine yalvarmam artık ! Çünkü ben; En çok vazgeçemediklerimde hırçınlaşırım... Uzun sakallar hatırlıyorum ilk seninle, Siyah, gür ama en çok uzun... Emeğin alın terinin direnişi, Hakkın hukukun töresi, Siyah gür ama uzun sakallar, Babamın sakalları... Sahi; ’lapa lapa kar’ neydi ki, Beyazı senin yeryüzünde tanıyana dek... Senin yer yüzün; Senden öncemi un ufak eden... Senin isin Senin kirin Senin yeryüzün... Gözümde burnumda elimde, Dişimde tırnağımda, Tüt tütebildiğin kadar, Tüt ki; adın memleket kalsın... Bil ki ; sende öğrendim ayakta kalabilmeyi, Geçememem ondan... Bil ki, gurbetse buralar, Sende tekrar doğuşumdan... Bil ki ; karan da bükün de başım gözüm, Tek hasretim... Adın hep sıla ; ondan... Ne zaman iç çeksek arkadaşlarla; Curuf kokuyor buram buram burnumuzda... Ne doğduğun ne doyduğun memleket memlekettir, Nereyi özlüyorsan orası memlekettir... Özlemimsin; Çünkü geçmeyen geçmiş Ve sen Memleketsin... |