E F E N D İ !
Madem kısır sevgi şefkat kaynağın
Gönüllere ne çiledin efendi? Mutfağına yerleştiğin konağın Ülküsünü aç beledin efendi! Sızlandıkça kızdın hane halkına Kükreyerek lâyık gördün talkına Bırakmadın, beytülmalı, kalkına Tek istisna şu veledin efendi! Deryalarda namın aldı yürüdü Kürsülerde gözünü hırs bürüdü Demeçlerin hasetliği sürüdü Husumeti sen biledin efendi! Komşularla kopardığın kavgalar Arzı değil ırzımızı ırgalar İnsicama güler oldu kargalar Sırtlanlara et meledin efendi! Haberin yok uzlaşmanın u’sundan Tırstım senin niyetinin pusundan Kuşkulanmam kırk tilkilik usundan! Konuşsana… Dut mu yedin efendi? Yemek için tencereyle kapıştın Eski şefin kepçesiyle çarpıştın İş, servise gelince mi apıştın? Üç vakitte çıkar dedin efendi! İşçin mağdur ama mağrur ve mertçe Zam zamanı açık verdi hep bütçe Asgariyi düşünerek cömertçe Hangi vakit gülümsedin efendi? Ali kıran baş kesenler, örgüttü... Yamağını kor(k)usunda çok güttü Kin değirmen… Umutları öğüttü Eleğinde din eledin efendi! Yarınların boğulduğu kanlarda Hiç kendini bulmadın mı zanlarda? Yaradan’a el açtığın anlarda Sabi için ne diledin efendi? Ahaliyi vaatlerle uyuttun Akabinde sözlerini unuttun Kurbanların iliğini kuruttun Kör nefsini önemsedin efendi! Oyy diyerek yine çıkıp karşıma Dalmayasın pazarıma, çarşıma Vura vura şu akılsız başıma Ayılmayı sen belledin efendi! 23.11.2013 01.45 |