Kırk Birinci Yama
Sen yüreğini kırk yamaya sarmalamışsın,
Ben besmelelerle açıyorum her defasında. Sen yüreğini yalancı heveslere adamışsın, Ben olmayan bir umudun kapısını arşınlıyorum hala. Yüreğimin buz gibi olduğu zamanlar yaşıyorum. Hava sıcacık, bedenim, ellerim sıcacıkken, yüreğim kara kış! Daha önceleri aşkta yanlış mı yaptım ki, hala ceza alıyorum, Aşkın kendisi çözülmezken, neden çözülen, acı çeken ben oluyorum? Küçücük bir oyundu belki de aşk, Yüreğim kocamandı, aşk küçük kaldı. Her mutsuzluğumda, her yalnızlığımda daha çok sığındım sana. Sarmalayıp da yüreğimi, usul usul bıraktım avuçlarıma. Hovardaydı ama yüreğin, olmadım bile umurunda. Ama bazen çok değer verdin, tek hakimi benim sandım yüreğinin, Bazen de bir yabancıydım, değil kalbin, dünyanın bile dışında kaldım. “Sözler veremem sana, sadece sev, ve hep yanımda ol.” Diyordu kalbin. Bu yüzden, bekledim, gitmedim, Günden güne daha da çok sevdim. Şimdi diyorsun ki, “sende kimsin? Hem sana sözler mi verdim, çekil de kalbimde yük yapma.” Haklısın, ne bana sözler verdin, ne de aklın başındayken “sevgilim” dedin. Kim olduğuma gelince, ne de zayıf hafızan var, tıpkı hislerin gibi. Bir zamanlar kaybetmekten korktuğun ve yüreğini saran, ben; kırk birinci yama ! |
Ben besmelelerle açıyorum her defasında.
Sen yüreğini yalancı heveslere adamışsın,
Ben olmayan bir umudun kapısını arşınlıyorum hala.
Yüreğimin buz gibi olduğu zamanlar yaşıyorum.
gerçekten güzel ve anlamlı dizelerdi tebrik ederim yüreğiniz ve kaleminiz daim olsun
selam ve saygılar...