BİR GÜL GETİR KAPIMA(Eli öpülesi; unutulan öğretmenlerime) Zamanın tezgâhında yıllarımı dokudum Yükseklerde gözüm yok, istemedim hiç makam Kendimi yeniledim bende sizle okudum Bir araya gelmedi biliniz iki yakam. Cefaya aşık oldum, refah bana uzaktı Cehalet gece gibi yolumuzda tuzaktı. Peşinizde koşsam da; vefânın gözü kördü Bir gül getir kapıma; Kasım’ın yirmi dördü! Sevginizi içimde; benimkiyle besledim Zora karşı koysunlar, palazlansınlar diye… Issız dağ başlarında yolunuzu sesledim Ayazda ateşimle alazlansınlar diye… Gözlerin kor ateşi beni size yürütür Ne olur artık gelsen, hasretimi çürütür. Kavuşma arzularım üşüyüp kışı gördü Bir gül getir kapıma; Kasım’ın yirmi dördü! Geceler hiç bitmiyor, bütün bedenim sızı Kemirirken içimi yıldızları saydırır. Kurduğum hayallerin inerse beyne hızı Azrail’in peşine takılmaktan caydırır. Vuslat derin uçurum, yakalayarak avut Dilim sözü çevirmez, sabır ağzımda kavut. Koklamak istiyorum ayrılık uzun sürdü Bir gül getir kapıma; Kasım’ın yirmi dördü! Ölümüne sevmiştim ayrılmaz sandım sizi Kolay mıydı unutmak, söyleyin şimdi neden? Elime silgi alıp bıraktığınız izi Öyle zor ki çıkartmak, başa dönmek yeniden. Yalvarırım tez gelin, muhtacım dokunuza Duyunca başım döner aşığım kokunuza. Araya giren yıllar, nasılda duvar ördü Bir gül getir kapıma; Kasım’ın yirmi dördü! İsmail Süklüm (Bütün meslektaşlarımın günü kutlu olsun.Ayrıca şiirime yorumlarıyla destek olan gönül dostlarıma teşekkür ediyorum.) 24 KASIM 2013 KASTAMONU |
ONLARIN ÜZERİMİZDE EMEKLERİ ÇOKTUR GÜNÜNÜZÜ KUTLARKEN GÜZEL ŞİİRİNİZİ TEBRİK EDERİM.