Değerli üstad,ben sonbahar aşığı bir çalıkuşuyum,her zerremde hissettiğim aylardan biridir kasım...Ne çok severdimki,hüznümün eşliğinde,kasımpatları açarken ;yüreğimin parçalarını bir bir toprağa verdim...Yaprak dökümü yağan sonbahar yağmurları kulagında aynı şarkı...Yağan yağmur damlaları ıslanan bedenin aklın ve kalbinde yine özlemlerin...Çiseleyen yağmurlar hüznüne karışır,alaşağı eder,kimliksiz kalırsın üşüyen duygularınla...Aklın kalbine hükmedemezken Kasım'da sevdalarda başkadır yakar kavurur...Kasım'da ayrılık ayrı kalmakta bambaşkadır,hüzün sağılır yürekten...Bir başkadır kasım vurgunu...Burgular durur ilmekler sökülür...Sevdalar dillerden yağmur gibi dökülür...Kasım bu bir doğarsın, Bin ölürsün...iyice sararan yapraklar üzerinde kulağınızda tiryaki'den yine aylardan kasım çalarak uzun yürüyüşler yapılmalı, ayaklarınızın altında çatırtayan yaprakların sesi dinlenilmeli,başınızı gökyüzüne doğru çevirip düşen yapraklara bakılmalı,
sahil kenarında yaşıyorsanız, kumların üzerinde dalga sesleri eşliğinde yürüyüş yapmalısınız, hatta mümkünse bir fincan kahve eşliğinde kitap okunmalı,sonbahar renklerin de atkılar boyunlara alınmalı,avm'lerin içinden çıkıp doğayı dinlemek lazım,ve imkanı olan herkesin kasım ayın Bin ölürsün...

Yani üstad,kasım başkadır ve anlatmaya kelimeler yetmez... Yüreğinize sağlık,huzur yoldaşınız olsun... saygılar... peri