UÇAN KOCA PALAMUT
UÇAN KOCA PALAMUT
Yavru vatan demişlerdi kavgalarında Ora’ ya Yalınkılıç gibi yarımadası ve gebeşiyle Ak deniz’ de ada Anadolu’ya geziye çıktım On Kasım’da tam saat dokuzu beş geçe Esenboğa Hava Limanı salonunda Ata’ya saygı duruşunda Türkiye ve çağrıldık Heyecanla bindik uçağa iki yüzden fazla can Hız homurtusu başladı dışarı baktım hava güneşli Kaldırdı başını sema’ ya geçti uçuşa uçuyordum On bin metre yüksekliğe çıkarak ilk kez Bir koca kanatlı palamut elli ton ağırlıkla Elli metre kanatlarını açaraktan Onun büyük homurtusu sağır kulaklarımda Nasılda tırmandı özgürlüğün yüksekliğine Kuşbakışı seyretmek muhteşemlikmiş anlaşılan Bozkırlarımızı ovalarımızı dağlarımızı Küçük paketçikler gibi koca binalarımız Çizgi bulmaca gibiydi yollar yeryüzünde Toros Dağları’nın üzerini örtmüştü kış güzeli Beyaz ötesi gelinlik sermişti eteklerine doğru Mutluluk rengi akıyordu yükseğe Uzanan pamuk tarlaları üstünden Ak Deniz’i geçişinde uçan koca palamut Kanat çırpışlarıyla pek havalı gururluydu Kıbrıs’a karşı Beşparmak Dağlarını geçerken onuru sevinçteydi Barış Harekâtı inişleri sıralandı anılarıyla Girne yeşilliğini izlerken imgem Bütününü göremedi gözlerim adanın amma Anadolu’mun bir parçasıydı stepleri yeşeren Şehit Ercan’ımızın adı okunurken uzaktan İnerken hava limanına Kartallar gibi sıralandı kahramanlar! Teşekkürler yetmez Karaoğlanlara! Anılarını izlerken yürek, yürek oldum İnerken Ercan’a “Gelecek göklerdedir” diyen Yüce Önder’in Uzaya bakışı O’nun dehasının derinliği aldı götürdü İmgelerimi Özgürlüklerin derin güzelliği maviliklere Gariptir ki Ülkemin kara yazgıçlarınca hala anlaşılmadı Sadece kıskançlıktan horlanıyorlar riyakârca O’nun yükseklere bakışında ki giz Neydi? Diye düşünemediler bile İlahi sorgusunda ki ışıktı meğer Altı yüz yıl tükenirken şahlanışı olacaktı Oldurmadı emperyal uşaklar… Yavru Vatan şehitlerinin gömütlerindeki ışıltılar Anavatanı selamlayışları ak, ak Ak güvercinler olmuşlar Girne’de Mehmetçiğin tırmanış uğultulu rüzgârı esiyordu Turunçgillerin yaprak hışırtılarında Barışı yazmışlar kan, kan yeşilliğin uzayışına Dağarların eteğinde ve güzeller güzeli bayrağım Lefkoşe’de tarih dolu kilise cami olmuş yıllar önce Selimiye denmiş adına ve de Al bayraklarımız çekilmiş en yükseğine Selam veriyorlar diye düşündüm Ana vatan da ki camilerimize cem evlerimize Bir susuzluk kuruluğu yalvarışı olsa da Kuzey Kıbrıs Türk Devletimiz bitkilerinde Ana vatan gönderir bir gün akar ırmaklarından Pırıldayan temiz havasında şırıldar Aşkların yaşaracak yeşerecek göğsünde Altın duygularla Uçarken o yükseklikte Atatürk’ün özdeyişi hiçe sayılmış ey akıl! Düşündüm ki adamlar daha yükseklerde ve… Yönetmekte haklılar dedim burukça sapına dek İç çekerek! Akıl ne işe yarar nerede sende düşün çalış üret dedi Amma! Bakmışlar adamlar görmüşler bunları s..ğı…n! Anladın mı? “Arkadaşım eş…arkd..eş…eş..k!” Ömrüm derse yinele Kıbrıs gezini yine geleceğim Ey Küçüklerim Denktaşlarım şehitlerim gazilerim! Aşkımla şimdilik elveda…! |