Çocukluk arkadaşım
Bilgisayar açıktı.
Orasına burasına bakarken, Bir arkadaş çağrı yaptı gecenin geç vaktinde. Baktım bir çocukluk arkadaşım. Ne zamandır görüşmemiştim, konuşmamıştım kendisiyle. İyi oldu dedim. Ve karşılıklı konuştuk oradan buradan, Havadan sudan... En çok da çocukluk günlerimizden konuşmuştuk. Şöyle bir baktım yüzlerine dikkatlice, Yaşlanmıştı. Oysa onunla ben, aynı yaştaydık... Yüzlerinden halinden belliydi, onun hem yaşlı hem dertli olduğu. Sordum söylemedi nedenini.. Geçiştirdi laflara karıştırdı sorumun cevabını. Israr ettim. Bir türlü söyletemedim, söylemek istemedi hastalığının derdinin sebebini Ve boşa gitti ısrarlarım O gece satın üçünde… Neyse biraz daha konuşurken oradan buradan Amerika’ dayım demez’ mi bana. Bana öyle demesiyle iyiden iyiye bir merak sarmıştı bu defa; Çünkü gitmesi için hiçbir nedeni yoktu onun. Ne iş için, Ne de, bir ziyaret için. O da sıradan bir emekliydi benim gibi Bir başka şehirde, sıradan yaşayan; Neyse o gece zor ettim sabahı. İlk işim, Telefon açmak oldu, tanıdığım bir akrabasına. Sebebini sordum. Bir de ne duysam dersiniz, Evini satmış, elinde avucunda ne varsa koymuş cebine gitmiş oralara, Oğlunu yakalandığı hastalıktan kurtarmak için; 21 Kas. 13 Ahmet Yüksel Şanlı er . |