ÜÇ NUR-BİNLERCE AYETŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Uğur Kepekçi
21 Kasım 2013/YENİ MESAJ GAZETESİ Ehl-i Beyt’e kimler karşıdır? Asırlardır Ehl-i Beyt üzerinde oynanan oyunlar neticesinde hidayet yolundan sapmalar olmuş, netice olarak da görünen sonuç meydana çıkmıştır. Dünya kan gölüne dönmüş, kimse yarınlarından emin ve mutlu değil; iman ve ahlak bunalımı hat safhaya çıkmış vaziyettedir. Ehl-i Beyt’e tabi olmadan zaten bundan başka bir sonuç çıkacağını beklemek boş bir hayaldir. Sapıklıktan ve azaptan kurtulmanın yolu olarak Ehl-i Beyt’in tarif edildiği şu iki hadisi şerif bile ne demek istediğimizi anlatmaya yeter kanaatindeyim. Peygamberimiz (s.a.a.) Veda Hutbesinde sapıklıktan kurtulmanın yolunu şöylece tarif etmiştir: “Size iki emanet bırakıyorum. Onlara yapışırsanız asla sapıtmazsınız. Bunlardan biri, Allah’ın yüce kitabı Kur’an-ı Kerim, diğeri ise Ehl-i Beytim, ıtretimdir” buyuruyor. (Müslim, Sahih, Fedail’us-Sahabe, 36; Darimî, Sünen, II/431-432; Ahmed b. Hanbel, Müsned, III/14, 26, 59) Diğer bir hadisi şerifte de Resulüllah(s.a.a.) buyurdu: “Benim Ehl-i Beyt’imin sizin içinizdeki misali, Hz. Nuh’un kavmi içerisindeki Hz. Nuh’un gemisi gibidir. Kim gemiye binerse necat bulur, kim binmezse helak olur.” (Suyuti, Tefsir-i Hulafa, s.573; Taberani, Mu’cem’ül Kebir, s. 78) Bu konuda herhangi bir gaflete düşmemesi için tekrar tekrar Müslümanlar uyarılmıştır. Sevmek ve tabi olmak kişinin nefsi tercihine bırakılmamış; Ehl-i Beytin sevilmesi, imanın gereği olarak gerek ayetle gerek hadisle emir buyurulmuştur. Ehl-i Beyt’in sevilmesi hakkında yüce Kitabımızda şu emir mevcuttur: “(Ey Peygamber! Müslümanlara) De ki: Sizden tebliğime karşılık bir ücret istemiyorum; istediğim, ancak yakınlarıma (Ehl-i Beytime) sevgidir.” (Şûra Suresi: 23) Âlemlere Rahmet Hazreti Muhammed(s.a.a.) bir hadislerinde de Ehl- i Beyti sevmemizi emir buyurdular; “Nimetleriyle sizi beslediği için Allah’ı sevin. Beni de Allah sevgisi için sevin. Ehl-i Beytimi de benim sevgim için sevin.” (Tirmizi, Menakıb, (3792) Ehl-i Beyt’in önemini, genel karakterini, faziletlerini, birçok yazımızda dile getirdik. Meselenin iyice anlaşılması için kurtuluş adresini kaybeden Ehl-i Beyt karşıtlarının genel mantığına da temas etmek gerekmektedir. Ehl-i Beyt karşıtlığının başlangıç noktası akıl tutulmasıyla başlamıştır. Peygamberle birlikte olduklarında Vahyin ışığıyla yolunu bulanlar, bu ışıktan mahrum kalınca kendi idraklerine kapılarak akıl tutulması yaşamışlardır. Akıl tutulmasıyla başlayan süreç, adım adım daha kötü sonuçların doğmasına kapı aralamıştır. Ehl-i Beyt karşıtları, nefisleriyle baş başa kalınca verilen sözü unuttular. Nefislerinin tercihi ilahi hükümlerin önüne geçince de ilahi sapma başladı. İlahi rehber olan Ehl-i Beyt saf dışı bırakılınca şeytan ve nefislerine uyunca da akıl almaz yanlışlar yaptılar. Peygamberimizin rıhletiyle başlayan bu süreç; İmam Ali (a.s.)’ın hakkının gaspına, çilesine, şehadetine; daha sonra da Onun evlatlarının şehadetine ve kıyamete kadar yaşanacak olan Ehl-i Beyti sevenlerin kıyımına giden yolun başlamasını doğurmuştur. Ehl-i Beyt karşıtlarının genel karakterinde; ahde vefasızlık, emanete ihanet, sevgiden mahrum olmak vardır. Dünya menfaati, makam, mevki ve şöhret için her türlü hilebazlığa ve kötülüğe başvurmak vardır. Allah’ın ve Resulünün emirlerine isyan vardır. Saltanatları uğruna; arkadaş, evlat ve kardeş katline cevaz vardır. Elde etmek istediği şeyler için peygamber evlatlarını dahi hunharca katletmek vardır. Bundan dolayıdır ki Ehl-i Beyt karşıtları, şerli insanlardır. Allah (c.c.) onların şerrinden cümlemizi korusun. Âmin.
Asırlardır can yakar, Yezitler hep kör bakar
Farz olanı tanımaz, tanımaza şilt takar Sahabe dost demektir; (SAV) Resul kanı akıtmaz Ayet, hadis, sure var, Allah’a doğru akar. Yüzlercesi Ali’ye, binlerce ayet indi Cebrail (AS) secde etti, İslam en iyi dindi Âli Muhammed getir, sonra katlet soyunu Farzı yok say ve dışla; Yezit bu yüzden hindi..! Şeytan bir baş melekti; Allah’a karşı geldi Lanetlendi bu yüzden, hep aklımızı çeldi Allah(CC) ile (SAV) Muhammed, emir verdi bizlere İmamet farz kılındı, Ali nurlu tek-eldi. Müslüman olmak zordur; Allah’ı seveceksin Ehl-i Beyt dostu olup, Yezid’e söveceksin Lanetler edeceksin, lanetli şeytanlara Allah-Muhammed-Ali; "Üç Nur" dur, öveceksin..! |
Kaynak:Kur'an-ı Kerim/Bakara Sûresi/Sayfa:7/Cüz:1/39. Ayet: İnkâr edenler ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte bunlar cehennemliktir. Onlar orada ebedî kalacaklardır. ﴾39﴿وَالَّذ۪ينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَٓا اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ النَّارِۚ هُمْ ف۪يهَا خَالِدُونَ۟ ﴿٣٩﴾
Kaynak: Kur'an-ı Kerim/En'âm Sûresi/Sayfa:149/Cüz:8/Ayet:156-157: Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa (yahudilere ve hıristiyanlara) indirildi. Biz onların okumalarından habersiz idik" demeyesiniz, yahut, "Eğer bize kitap indirilseydi biz onlardan daha çok doğru yolda olurduk" demeyesiniz, diye bu Kur'an'ı indirdik. İşte size Rabbinizden açıkça bir delil, bir hidayet ve bir rahmet geldi. Artık Allah'ın âyetlerini yalanlayan ve (insanları) onlardan çeviren kimseden daha zalim kimdir!? İnsanları âyetlerimizden alıkoymaya kalkışanları, yapmakta oldukları engellemeden dolayı azabın en kötüsü ile cezalandıracağız. ﴾156-157﴿
اَوْ تَقُولُوا لَوْ اَنَّٓا اُنْزِلَ عَلَيْنَا الْكِتَابُ لَكُنَّٓا اَهْدٰى مِنْهُمْۚ فَقَدْ جَٓاءَكُمْ بَيِّنَةٌ مِنْ رَبِّكُمْ وَهُدًى وَرَحْمَةٌۚ فَمَنْ اَظْلَمُ مِمَّنْ كَذَّبَ بِاٰيَاتِ اللّٰهِ وَصَدَفَ عَنْهَاۜ سَنَجْزِي الَّذ۪ينَ يَصْدِفُونَ عَنْ اٰيَاتِنَا سُٓوءَ الْعَذَابِ بِمَا كَانُوا يَصْدِفُونَ ﴿١٥٧﴾
Kaynak: Kur’an-ı Kerim/Mâide Sûresi/Sayfa:119/Cüz:6/67. Ayet (Tebliğ Ayeti):
Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan onun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan korur. Şüphesiz Allah, kafirler topluluğunu hidayete erdirmeyecektir. ﴾67﴿ يَٓا اَيُّهَا الرَّسُولُ بَلِّـغْ مَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَۜ وَاِنْ لَمْ تَفْعَلْ فَمَا بَلَّغْتَ رِسَالَتَهُۜ وَاللّٰهُ يَعْصِمُكَ مِنَ النَّاسِۜ اِنَّ اللّٰهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْكَافِر۪ينَ ﴿٦٧﴾
Kaynak: Kur’an-ı Kerim/Mâide Sûresi/Sayfa:107/Cüz:6/3. Ayet (İkmal Ayeti):
Ölmüş hayvan, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına boğazlanan, (henüz canı çıkmamış iken) kestikleriniz hariç; boğulmuş, darbe sonucu ölmüş, yüksekten düşerek ölmüş, boynuzlanarak ölmüş ve yırtıcı hayvan tarafından parçalanmış hayvanlar ile dikili taşlar üzerinde boğazlanan hayvanlar, bir de fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. İşte bütün bunlar fısk (Allah'a itaatten kopmak)tır. Bugün kafirler dininizden (onu yok etmekten) ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı seçtim. Kim şiddetli açlık durumunda zorda kalır, günaha meyletmeksizin (haram etlerden) yerse şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. ﴾3﴿حُرِّمَتْ عَلَيْكُمُ الْمَيْتَةُ وَالدَّمُ وَلَحْمُ الْخِنْز۪يرِ وَمَٓا اُهِلَّ لِغَيْرِ اللّٰهِ بِه۪ وَالْمُنْخَنِقَةُ وَالْمَوْقُوذَةُ وَالْمُتَرَدِّيَةُ وَالنَّط۪يحَةُ وَمَٓا اَكَلَ السَّبُعُ اِلَّا مَا ذَكَّيْتُمْ وَمَا ذُبِحَ عَلَى النُّصُبِ وَاَنْ تَسْتَقْسِمُوا بِالْاَزْلَامِۜ ذٰلِكُمْ فِسْقٌۜ اَلْيَوْمَ يَـئِسَ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا مِنْ د۪ينِكُمْ فَلَا تَخْشَوْهُمْ وَاخْشَوْنِۜ اَلْيَوْمَ اَكْمَلْتُ لَكُمْ د۪ينَكُمْ وَاَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَت۪ي وَرَض۪يتُ لَكُمُ الْاِسْلَامَ د۪يناًۜ فَمَنِ اضْطُرَّ ف۪ي مَخْمَصَةٍ غَيْرَ مُتَجَانِفٍ لِاِثْمٍۙ فَاِنَّ اللّٰهَ غَفُورٌ رَح۪يمٌ ﴿٣﴾
Kaynak: Kur’an-ı Kerim/Mâide Sûresi/Sayfa:117/Cüz:6/55. Ayet :
Sizin dostunuz ancak Allah'tır, Resûlüdür ve Allah'ın emirlerine boyun eğerek namazı kılan, zekâtı veren mü'minlerdir. ﴾55﴿ نَّمَا وَلِيُّكُمُ اللّٰهُ وَرَسُولُهُ وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا الَّذ۪ينَ يُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكٰوةَ وَهُمْ رَاكِعُونَ ﴿٥٥﴾
KAYNAK: Kur'an-ı Kerim/ A'râf Sûresi /Sayfa:154/Cüz:8/36. Ayet:
Âyetlerimizi yalanlayanlar ve onlara uymayı kibirlerine yediremeyenlere gelince işte onlar cehennemliklerdir. Onlar orada ebedi kalacaklardır. ﴾36﴿وَالَّذ۪ينَ كَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَا وَاسْتَكْبَرُوا عَنْهَٓا اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ النَّارِۚ هُمْ ف۪يهَا خَالِدُونَ ﴿٣٦﴾
KAYNAK: Kur'an-ı Kerim/ Bakara Sûresi/Sayfa:32/Cüz: 2/207. Ayet:
İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah'ın rızasını kazanmak için kendini feda eder. Allah kullarına çok şefkatlidir. ﴾207﴿وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَشْر۪ي نَفْسَهُ ابْتِغَٓاءَ مَرْضَاتِ اللّٰهِۜ وَاللّٰهُ رَؤُ۫فٌ بِالْعِبَادِ ﴿٢٠٧﴾