Aşk-ı Şizofren
Sen geldiğinde kalemim beni terk etmişti,
Meğer ilham perilerimde kaçıyorlarmış, mutlu olduğumu görünce, Mutlu olmamı neden kimse istemiyor, Neden kimse bana senden sonrasını sormuyor? Sen, evet senden söz etmek istiyorum, Bir romana yüzünü çizip bir şiir miktarı izlemek istiyorum. Ama aklıma yokluğun geliyor, Gittiğin yol ve o yola dökülen göz yaşlarım geliyor aklıma, Aslında aklıma sığdırdıkların bunlarla kalmıyor, Aklım başımda değil sanırım... Aklım kalbimde, Sahi, aklım kalbimde olsa yine severmiydim seni? "Aşk kalpte dir" diyor herkes, Oysa ben sana bütünümle aşık olmuştum, Gazete manşetlerinin başlıklarından tut, Yokluğu bırak avuçlarından, Var olan her şeyimi seninle fark etmiştim... Sevda siyasetinin boş bakanları vardı, Bakmayı bilmiyorlardı, Aşkın sen halleri vardı birde, Sensizlikten ağlıyorlardı... Her şeyi karşımıza almıştık, bunu yapacak güce sahiptik Gücümüzü nerden bulduğumuzdan bahsetmek istemiyorum, Ama cesaretimiz, henüz üreyen bir hayvanın yavrularını korumak için verdiği uğraşı anımsatıyordu. Henüz üremiş aşkımızla güçlüydük biz. Bedenimle sevmiştim seni, Siyasetçilerin atışmaları kadar gülünçtü tartışmalarımız, kavgalarımız. Birde her tartışmanın ardından doğan bağışlayan yanlarımız var ya.. Bir film sahnesinin yapmacıklığına kafa tutarcasına sarılırdık birbirimize. Hiç bir sinema perdesin de hissedilmemiştir o içtenlik. İçtendik... Sadece dilimiz dönerek çıkmazdı ağzımızdan kelimeler, Bir cümle kurabilmek için, Bütün bir insanın utangaçlığı, çekingenliği gerekirdi. Ve zaten bütünüyle bir cümle kurabildiğimiz olmadı hiç, Ama işin iyi tarafı, anlaabiliyorduk... Zaten bunun için seviyorduk birbirimizi, Seni seviyorduk klişelerinin yasaklandığı bir şehirde yaaşdık aşkımızı, Aşkım demedik birbirimize, Birbirimize canım derken, yüce yaradanın verdiği candan söz ettiğimizin farkındaydık. Ağlardık! herkes mutluyken gülerdi biz ağlardık nedeni bilinmez. Zaten ağlarken bile mutluyduk, kahkahaları hıçkıra hıçkıra yanıtlardık, Dudaklarımız sadece konuşmamıza yarardı, Ellerimiz birbirimizi armağanlara boğmaya, Gözlerimiz kaymazdı diğerimizin gözlerinden, Sahi gözlerin ne kadar derin bakardı. Gözlerine baktığım an kaybolur, şehrin bütün itfaiye ekipleri beni arardı senin gözlerinde, Bulamazlardı, Saklamasını bilirdin. Ve bir şehrin bütün gürültülerini kısardı senin sesin. Sesini duyduğum için sevmiyorum şarkıları, Sesini duyduğum için, rahatsız olurdum yağmur sesinden. Sesini duydum için için. Sesini duyurdun... Ayrılığın ayak seslerini duyurdun giderken, Ayrılık koktu şehrin havası, Ağaçlar senin kokunu sentezliyordu, Sen gittin ya! Yıllar sonra ilk defa görülmüş bir adama bakar gibi oldu herkes. İnsanlarla aynı dili konuşamadık bir türlü, Her çeşit film olurdu sinema afişlerin de, Hiç birini izlemezdim. Çünkü hiç birin de bizim gibi sarılan iki figüran yoktu, Saçmalıyordu bütün şarkı sözleri, Dünya bana yabancılaşmıştı. Bana bir şey öğrettin giderken. Hiç gelemeyen biri gidemez, Kendi acırıyla benim acılarımı bir tutanalr var, Bilmiyolar işte, bilmiyorlar, Ben yaşadığım bir aşkı değil, yaşamak istediğim bir aşkı yaşadım şizofrenliğimle... Yahya Barskanmay |