SONBAHARDA
Ölümü yazamaz hiçbir kalem
Veyahut içi püsküllü mor aynalarda Saf bir zümrüt gibi gökyüzüne bakınca yıllar Sarmaşıkların ardından bir lütuf kalır sonbaharda Efkarı dağıtmak istemem asla bir hiç uğruna Solmuş yaprakların bedduasına sahiptir bu mevsim Keşkelerin havada uçuştuğu sanki bir polen misali En çok da pişmanlıklar belirginleşir sonbaharda Menekşeler rengarenk açar mı gönül bağında Kiraz ağacı bir sebili yansıtır mı kankırmızı aydınlığında Sarılınca kendine bir kuytu kırgınlıkla Sadece kırgınlık değil gökkuşağı da doğar sonbaharda Satırları karaladığıma bakmasın kimse Ben sadece bir dizeyim binlik kasidelerde Yattığım yer demir veya çakıl olsa bile nefretin evinde Sadece boşverin beni umursamaz olun bu sonbaharda Yağmurların sarardığı gecede yaşarsa da yeşil Sükunet eksik kalırsa kalabalık eşiğinde Ne kadar bilebilir ki insan bir nefes kesitinde Yaprakları takip edin bulursunuz beni sonbaharda |