Bir Kış Düşüncesi
Yalnızlık dışardan anlaşılan birşey değildir...
üzülmenin sonu yoktur ne tuhaftır saklılık bir kabuğun içinde sisli düşüncende ne zordur karar vermek anlatamamaktır tohumu söndüren ne gariptir benlik... ellerimdeki çizgiler,ne teselli olmak var,ne avunmak yılmak ne gariptir yok olmak bağrından emniyetin kalbin durgunluğundanmıdır günyüzünün hüznü... aciz olurdum savunamazdı çizgiler susmaktık biz ve aşikardı dargınlığımız halimize gök tozludur verem bulaşır sessizliğe aşkım bir çocuğun saf beklentilerine indirilen darbe bu akşam ne huzur ne mutluluk kuru bir öfkeyle sensizim ve kuşlar yok gökyüzünde ... içimdeki yaralarla konuştum tuz bastım acıyla dost oldum kucakladınmı yalnızlığı benim kollarımla şimdi kollarımda eskitemediğim yalnızlık zamanın sıkan kolları arasında... kalbimin zaferi yok kayıpları var geleceğin ıpıslak titrekliğiyle elimize alıp baktığımız ve korktuğumuz defalarca ikimizi aynı hissettiren o kaygı gece birebir yalnız ışıklar söndürülmüş alaycı... hazırlıksız yakalanılmış bir kış gibi apansız karşılaşıyor yüreğim senin yokluğunu romanların küflenmiş hissiyle gözlerinden içiyorum geceyi ve susuyor gece sensizlikle cezalı hayat mevcudiyetin başarısızlığı bir varoluş harebesi... Hayat utanır yüzü kendinden geçmiş beyhudenin hatıraların hatırlattıkları...sayılar içindeyim kaç yaşındayım yada kaç yıl anladım yaşamaktan kırmızı yayılır beyaz kaybolur ... kırmızı gök şimdi öfkenden ağlayabilirsin ... |
gelmiş ve gitmiş yeniden gelmek için gitmiiş