Benim şehrim kapkaranlıktı.
Görmeyi umut ettiğim şehirler var
Adı aklıma gelince,içimin sızladığı dostlar Mehtabına kadeh kaldırıp Gecesine sevda dolu şiirler yazdığım akşamlar Senin kentinden yola çıkan parçalı bulutlar Benim kıraçlaşmış gönül havzamı sular. Eteğine dolanan müzip rüzgarlar Kokunla birlikte gelir,gözyaşlarımı yalar Yapayalnızdır benim sevdam Minik bir çocuk bedenine sığar. Çocuk yüzüm erken unutmuş tebessümü Bakışlarım bir çelik kadar sert Varlığında çiçekler açan bu gönüle Yokluğun türlü türlü dert Dertlerin ömrüme açtığı derin izleri Senin kentinden gelen yağmurlar temizler. Çocuk yüreğimde saklı duran Kaf dağının erişilmez anka kuşu Ne büyük bir erdemdi Huşuyla kendini aşka sunuşu Küçücük bir masaldı yürekte belki Benim hayallerime tuz biber ekti. Senin kentinin parlayan akşamları Benim şehrimi hep ağlattı. Senin kentinde güneşler doğarken Benim şehrim kapkaranlıktı. Senin kentinde filizlenen bir sevda Benim şehrimin yaralarını kanattı. Şimdi bu şehrin toprağında yatıyor Bir garip sevdalı ölü Sen bilmezsin kentin,şehrimin toprağında gömülü. |