karla karışık yağar hüzün..kar yağıyordu bugün İstanbul`a ve sisten gözükmüyordu Galata Kulesi.. kar fırtınasında, vapurda "dışarı" oturmakla kiminle inatlaşıyordum ve soğuktan kıpkırmızı parmaklarımla yazı yazmaya çabalarken.. martılar yalnızlığıma kanat çırpıyordu birileri 460 günlük vatan nöbetine yol alıyordu pamuk pamuk düşüyordu kar taneleri kalemime.. kağıdıma.. ve eminim, "içeri"den beni izleyen onlarca insan yaptığımın saçmalığına kafa yoruyordu.. osa ben, sadece, canımı yakmaya çalışıyordum.. çivi, çiviyi gerçekten söküyor muydu? bunu öğrenmeye çabalıyordum; ve tüm çabam, acı patlıcana kırağı çaldırmamak içindi.. marjinal gençliğin anlamsız üyeleriydik; kış günü, ayağımızda kirli converse`ler.. ve malum çift deliği.. sanırım parmak uçlarımı hissedemeyecek kadar üşüyordum ve bu anlamsız yolculuk, kuvvetli bir gribal enfeksiyonla sonlanacaktı.. yalnız değildim fakat.. az ötemde sevgilisinin boynuna gömülmüş bir hemcinsimi görüyordum.. içim kanıyor muydu? evet.. özlüyor muydum? şüpheli.. dönecek miydim? hayır.. ne içeri girip sıcağı çekecektim iliklerime, ne de geri dönecektim.. şükür, vapur Haydarpaşa`ya yaklaştı.. o da ne..? bu soğuk yolculuktan sıkılmış mıydım? yoksa çok mu üşümüştüm? ya da İstanbul-Manisa yolunun kaçıncı kilometresinde olduğunu mu merak ediyordum? burnum içlenmeye başladı.. ve eş zamanlı saldılar salgılarını, gözlerimle.. Haydarpaşa Kampüsü`nde bir bayrak dalgalanıyordu.. dalgalar beyaz köpüklerle yarılıyordu.. sağ tarafımdan rüzgarla karışık kar gözüme vuruyordu; ve birkaç yolcu sigara içmek için dışarı çıkıyordu.. martılar hala üzerime kanat çırpıyor.. ve 10 dakika var Kadıköy İskelesi`ne.. <eminönü-kadıköy vapur hattında 3ocak2008 12.20> |
Tebrikler.