AĞZI ÇİÇEKLİ KADINLA BİR GÜN
Günün ilk günaydınını bırakırken bir martı sevdalısı denize
Ağzı Çiçekli Kadın pervazda,uykuya sırtını döndüğü bi başka gecenin elvedasında Geceden yüreğine ektiği umutlarıyla sabah güneşine dururdu bedeni çıplak Başı dönene kadar beyaz tuvali izler kahvesini yudumlardı yatağın başında Bi çiçeklerini sularken ıslak toprağı avuçlamayı severdi Bi de piyanoda beethoven çalmayı,kalbi sevgiye sağır Saatlerin yarışını izlemekden sıkılınca sokağa dökerdi tomurcuklarını göğe dokunmak için Kolunun altındaki küçük kesikde gizliydi yalnızlığı sızardı kaldırımlara Kayalıklardan bir kirpik düşürür denize onla gezerdi dünyayı maviliklerde Bulur bir gölgelik rüzgarda soğuturdu çayını üflemezdi asla Dalından kopardığı elmadaki diş izinde rüyalar görürdü bulanık Gölgesinde ağacın okuduğu kitapta hayatın altı çizili mürekkebi soluk Bulutlar kararınca gamzelerini yağmurla doldurmak için gülümserdi gözü kapalı Ayak parmaklarından akar giderdi keşkeler amalar belkiler Suya dokununca beyazlaşan rakı gibi renk değiştiridi aşka dokunan kalbi Sobaya dokunan çocuk gibi yanardı canı,gözleri kırık bir bilye gibi dalgalı Mutluluk bir sigara dumanı diye düşürmezdi elinden sigarasını,üflerdi karanlığa Ölümden korkmazdı ağzı çiçekli kadın ona yaklaşmayı severdi bazı bazı Her yıldıza ayrı ayrı asmıştı kalbindeki kilidin anahtarlarını bilirdi insanların kanadı olmaz Unutulmuş bir kralın tacına döküp takar başına anıları Saçlarından salar , Yastığının işlemesindeki karanfille konuşarak uyurdu Ağzı Çiçekli Kadın |