BE YAKUPŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Otuz yıla dayanan bir dostluğumuz vardı. Aynı okulda altı yılı beraber geçirmiştik. Dev gibi dostum (Koca Yakup) bir hafta içinde göç etti. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun.
BE YAKUP
Yaptığın ne şaka, ne de bir oyun İstense de gülünmüyor be Yakup. İki temmuz günü yürüdün Hakk’a Bir daha da gelinmiyor be Yakup. Koskoca hanenin direği yandı, Okçu’nun ciğeri, yüreği yandı. Garip, gurabanın durağı yandı; Her bir kapı çalınmıyor be Yakup. Akın etti duyan acı haberi Gelen gördü bıraktığın eseri. Mevlâ’m cennet etsin yattığın yeri; Para ile alınmıyor be Yakup. Doğruydun, dürüsttün, temizdin, merttin. Haklıya mülayim, haksıza serttin. Vermeyi severdin, pek de cömerttin, İyilikler silinmiyor be Yakup. Kuzalıç’tan Sivri... Sazak’a kadar Baktığım her yerde hatıramız var. Gönlüme tarifsiz bir hüzün yağar Sen gibi dost bulunmuyor be Yakup. Dünya dünya dedik, boş imiş meğer. Bir kısacık rüya, düş imiş meğer. Gördüğüm vakitsiz kış imiş meğer. Gün bitince kalınmıyor be Yakup. Ölüm acı, kapısını çalana, Gerçek nasihatmiş ibret alana. Yasin’ler düşüyor burda kalana, Ecel tehir olunmuyor be Yakup. Fikret’im bir ateş düştü şurama, Merhem kâr eylemez yürek yarama. Seni candan sevenlerin çok ama Ölen ile ölünmüyor be Yakup. 3 Temmuz 2013 Fikret GÖRGÜN |