… KARANLIĞIN PERÇEMİNE ASIYORUM KALBİMİ …Ey vefâsız sevgili, kurumuş bir şiir gibi dudaklarımda sözlerin bırakmıyorlar yakamı "sus"lar bu yüzden karanlığın perçemine asıyorum kalbimi de, herkesten gizlediğim aşkımı da gel, ya gidelim bu akşam bu diyârdan ya da yak özlemlerimi gözlerimdeki söyle bakalım, yüzün aynamda sallanabilir mi ey sevgili? sevebilir mi yüreğin beni mahşere kadar? sen bakma zeytin rengi bu akşamda sızlandığıma teslim alınmış bir özlem benimki,senin tarafından ben temize çekmeye çalıştıkça senli geçmişimi karanlık yüzlü okyanus hep boğmaya çalışıyor beni hadi,uzat ateşli elini karanlığıma alevinle aydınlat yolumu bir meş’ale gibi ve doğrult beni kendine tebessümünde acılarımın med-cezirlerini durdur ve durult beni sendeki en suskun halde ve aç ağzımı ruhumdaki fırtınayı çıkartmak için duyuyor musun, sana uyanıyorum tozlu raflarımdan lütfen, en içten yerimden yakala beni flû yanıma yama yap aydınlık yanını biliyor musun,yanımda olmasan da, aşka alıştırmaya başladın beni adım adım yoksun ya, kısa bir an, bulanıklaşmış bir fotoğrafın seçilemeyen yanıyım renk değiştiriyorum yalnız kaldığım bu kentte sensiz kalan bu tenin yüzüne bakmaya yüzüm kalmadı hadi,söyle ! kaç mavi gökyüzü, kaç meltem , kaç volkan diliyorsun ? yeniden sana donuk gözlerle bakmak için… görmüyor musun ? keskin bir kalemin açtığı yara gibi kanıyor sensizliğim kaç eczaneye gitsem yok ilâcın karaborsasın sen karmaşığım… perme perişanım… ya, vur beni dokuz yerimden ya,dön artık… yokluğunda kanıyor yüreğimdeki aşkın ve söküp asıyorum karanlığın perçemine kalbimi dönüş yolunda fark et ! diye ya da… 28.10.2013...SAAT :23:17....Bafra |