Soğuk... ( Gri Gölge & Yavuz Doğan Ortak Şiiridir.. )İlknot: Şiir, değerli şair Filiz Yüksel’in ( Gri Gölge ) beyitler halinde yazılmış SOĞUK isimli şiirinin yapmaya çalıştığım eklemelerle dörtlüklere dönüştürülmüş halidir. Kalın puntolarla yazılan ilk iki satırlar Filiz Yüksel’e, altındaki satırlar şahsıma aittir.. Bir isyan aldı yine ağzımda en ön safı Bu kanayan dilimden dökülen kimin lafı.. Sağ elim yüreğimde, "sus" diyor; "gelme dile" Sûkutu emrediyor öfkemi bile bile.. Yıl babamın öldüğü yıldan bir sonraki yıl Uykumda hep aynı ses ısrarla diyor ‘ayıl’!.. Ayın ilk hilâl hali, annemin doğduğu an Vakit umuda gebe, vakit susuz bir liman.. Ağaç kör, çiçek topal ve kırgın siyah inci Kaldırın üzerimden dünya denilen vinci.. Gök ıslak, toprak susuz ve yorgun şafak vakti Tarihe dipnot düşer hüznümün nifak vakti.. Alın hürriyetimi, hapsime izin olsun Ruhum şad olacaksa bedenim sizin olsun.. Karşılığında diyet sayılsın şu satırlar Belki biri gölgemi "Gri" diye hatırlar.. İki tel saçım kalsın miras için havluda Bölüşsün varislerim büyüdüğüm avluda.. Attığım adımları sayan serçeler için Kuştüyünden yapılmış narin kefenler biçin.. Ölmeliyim, öldürün! Diriden ayrım olsun Tez gömün cesedimi toprağa hayrım olsun.. Belki bir karanfilin dalında biterim ben Belki yitik bir ağıt içinde yiterim ben.. Mademki hakkı vardır her kısanın uzunda Hakkımı saklı tutun uzunun boynuzunda.. Uzanıp elleriyle düş toplasın çocuklar Avuçlarına insin gün kokan tomurcuklar.. Ne içsem zehir bana ne yesem boğuk boğuk Neye baksam aynı şey, neye dokunsam soğuk.. Baktığım her yer siyah, gördüğüm her düş yarım Bugün doğduğum günden bir saat ihtiyarım.. Teslim olan ruhumun döküldü pası bugün Bütün hayallerimin ulusal yası bugün.. İndirin aşk desenli bayrakları yarıya Melekler gözyaşımı sunsun en yukarıya.. Bilcümle mahlukatın, son bildiği; baştayım Annemin medreseye başladığı yaştayım.. Bırakın bu kez ömrüm bir ebabil beklesin Ruhum kör bir dervişin ardından emeklesin.. Ölümdür tek talibi, sudan çıkmış balığın Kârı yok cenazeme menfi kalabalığın.. Titreyen dudaklardan dökülen her taziye Bir vebal daha koyup gidecek teraziye.. Sütten ak güvercinler aşırıp deniz, dere Taşısınlar ruhumu hayli mukaddes yere.. Eşilen toprak için, dökülen yaprak için Tövbemi serpiştirin kabre son durak için.. Yer ebediyet evi, yer özgürlüğe mayın Beni yer anlasın da varın siz anlamayın.. Üstüme damlayacak yağmur bilir nasılsa Sağ yanıma kırgın bir melek gelir nasılsa.. Bir an önce gireyim sonsuzluk diyetine Saf tutsun menekşeler er kişi niyetine.. Çekilsin tüm perdeler, sönsün bütün ışıklar Bu sefer yokluğumla hüzünlensin aşıklar.. Kapatın üzerime hasır üstüne hasır Benimle teneşirde yok olup gitsin bu sır.. Ardımda bıraktığım her şeyi silip atın İsmi bile kalmasın can denen saltanatın.. Ağlayın, (susun artık) deyinceye dek biri Ağlayın, dilinizden düşürmeden Tekbir’i.. Ağlayın kendinize, sıra sizde; ölüm hak Ağlayın, yol çok kısa; ağlayın, ölüm mutlak.. Gün aşırı mum yakın başında bu kölenin Mezarı soğuk olur sonbaharda ölenin.. Bir kandil dolaştırın elden ele sırayla Isıtın düşlerimi buz tutmuş bir çırayla.. Davete iştirakta abes bulunur eda Elveda yaşlı bulut, ateş ve su elveda.. Elveda mavi kubbe, elveda yedi iklim Elveda düşlerimi gezdirdiğim dört mevsim.. Son arzum; dört mevsimin üçünde yas tutmayın Ben beni unutsam da siz beni unutmayın!. Ve üzerimde elbet açacak karanfilin Toprağı kurusun da onu hiç kurutmayın.. Dipnot: Sevgili Filiz Yüksel’e teşekkür ederim... |
mükemmel ve çok güzel
tebrikler iki kalem