İstanbul DivanesiİSTANBUL DİVANESİ -1973- Bu şiiri bin dokuz yüz yetmiş üç yılında İstanbul’da Çalışmak için İş bulamamış çok sıkıntı çektiğim O zor günlerin anısına Yazdım -------------------------------------------- Ben Hint fukarası sen Çin yoksulu İkimiz bu şehrin divanesiyiz Bir meçhule düştük üstü örtülü Dipsiz bir boşluğun pervanesiyiz Cepte metelik yok iki gariban İş dedik dolandık yarıldı taban Gözler doldu sıla geçti hatırdan Koca İstanbul’da neyin nesiyiz Biz bu şehre ekmek aş dedik geldik Bir kirli yorganla iş dedik geldik Bizim eller soğuk kış dedik geldik Karın doyurmanın bahanesiyiz Sen bir akşam Sirkeci’nin sarhoşu Ben Sultan Ahmet in başsız ordusu Gece Laleli’nin zor uğultusu Gündüz Beyazıt’ın kör ebesiyiz Ben diyorum bir Galata kulesi Sen diyorsun dört minare gölgesi Bize yetti üç İstanbul gecesi Beyoğlu bize ne kimin nesiyiz Bir gün Aksaray’ da yağmurda karda Bir gün Galata’da köprü altında Gurbet anlatılmaz iki satırda Taksimde berduşun sır gölgesiyiz Aç kaldık umutla uzandık suya Boğazdan inmiyor kuru kuruya Beş yüz yıl önce ki gördüğüm rüya Haliçte fatihin efsanesiyiz İşte bak İstanbul gel de övün öv Beş parasız kaldık döv dizini döv Karın doyurmuyor mecidiye köy Şişlinin ayaklı meyhanesiyiz Meğer düşmüşlerin yokmuş hatırı Rüzgâra yabancı yele aykırı Duvar diplerinin hor misafiri Yıkık gönüllerin viranesiyiz Şair muhittin e desinler çulsuz İstanbul sevilmez parasız pulsuz Aç kalır kalmam ben İstanbul’ suz Olsun sevenlerin nişanesiyiz |
her zaman derim içinde İstanbul'un İ si geçmesi benim için o şiirin gün şiiri olmasına yeterli
kaleminiz kavi olsun saygılarımla