GADİR-İ HUM BAYRAMIŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Prof. Dr. Haydar Baş
22 Ekim 2013/YENİ MESAJ GAZETESİ Gadir-i Hum Bayramı İslam âleminde Zilhicce’nin 18. günü bayram olarak kutlanmaktadır. Bu bayrama Gadir-i Hum Bayramı denilmektedir. Buna göre yarın İslam âleminin Gadir-i Hum Bayramı’dır. Mübarek olsun. Hac vazifesinden dönerken Gadir-i Hum denilen mevkide Peygamber Aleyhisselam 124 bin sahabesine Hz. Ali’yi müminlerin emiri olarak tanıtmıştır. Resulullah, Arafat’ta irad ettiği hutbede iman ve İslam esaslarını anlatmış, insan haklarını İslam açısından beyan etmiştir. Gadir hutbesi ise Allah’ın emri ile Hz. Ali’yi imam tayin ettiğini ümmetine bildirdiği hutbedir. Gadir hadisi, bugünün Sünni dünyasında siyasi gerekçelerle tartışılmak istense de hadiste hiçbir şüpheye yer yoktur. Bu hadis, 220 Sünni âlimin eserinde yer almaktadır. Resulullah hac farizasını yerine getirip Medine’ye doğru yola çıktı. Cuhfe’ye varmadan, Gadir-i Hum denilen yere gelindiğinde Cebrail nazil olup, Ey Muhammed, Allah (Azze ve Celle) sana selam ediyor ve şöyle buyuruyor: “Ey Resûl! Rabb’inden sana indirileni tebliğ et (duyur). Eğer bunu yapmazsan, o takdirde O’nun risaletini (sana gönderdiğini) tebliğ etmemiş (duyurmamış) olursun. Ve Allah seni insanlardan korur.” Maide 67. ayetin nazil olması ile Hz. Peygamber sahabelerinin önde olanlarının geriye çağrılmasını, geridekilerin orada toplanmalarını emretti. Orada bulunanlara ağaçların altının temizlenmesi ve minber şeklinde taşların üst üste toplanmasını emir buyurdu. İnsanların iyi görebilmesi için üzerine çıktı. Allah’a hamd-ü sena ederek başladığı hutbesinde altı yerde Hz. Ali Efendimizin müminlerin emiri olduğunu buyurdu. Yani Maide 67. ayetin nazil olmasından sonra irad edilen bu hutbe göstermektedir ki, Hz. Ali’nin halife oluşu bizzat Allah’ın emri iledir. Bu hutbenin altı yerinde imamlığın Hz. Ali’nin olduğu belirtilmiştir. 1- “Ali b. Ebi Talib, benim kardeşimdir, vasimdir, halifemdir ve benden sonraki halifemdir.” 2- “Allah Resulünün (sav) halifesi odur. Müminlerin emiri odur. Allah tarafından tayin edilen hidayet imamı odur.” 3- “Ey insanlar! Bu Ali’dir! O benim kardeşimdir, vasim, ilmimi toplayan ve ümmetim arasında iman eden kimseler üzerindeki halifemdir.” 4- “Ey insanlar! Ben hilafet emrini kıyamet gününe kadar imamet veraseti olarak neslime emanet ediyorum.” 5- “Ali, Allah tarafından tayin edilen imamdır.” 6- “Benden sonra Ali, Allah’ın emri ile sizin veliniz ve imamınızdır. İmamet makamı ondan sonra da Allah ve Resulü ile görüşeceğiniz güne kadar O’nun evlatlarından olan benim neslimin hakkıdır.” Gadir-i Hum hadisinin yer aldığı 220 Sünni kaynaktan bazıları şöyledir: 1- Zemahşeri, Rebi’ul-Ebrar adlı eserinde. 2- İmam Fahr-i Razi, Erbain’de bütün ümmetin bu hadis üzerinde icma ettiğini söylemektedir. 3- İbn-i Haldun, ‘Tarih’ kitabının mukaddimesinde. 4- Hatib-i Bağdadi, Tarih-i Bağdadi eserinde. 5- Nişaburi, Tefsiru’l-Garaib’ul-Kur’an eserinde. 6- Mir Seyyid Ali Hemadani, Meveddet’ül Kurba eserinde. 7- İbn-i Kesir, Bidaye, cilt 5, sayfa 212’de. 8- Ahmed İbn-i Hanbel, Müsned, cilt 4, sayfa 164, 165, 281’de. 9- Celaleddin Suyuti, Durrü’l-Mensur’da. 10- İbn-i Cevzi, Tezkiret’ül-Havass’il-Ümme, sayfa 17’de. 11- Nesai, Hasais, hadis no: 66, 95, 96’de. 12- Buhari, Tarih, cilt 1, sayfa 375’de. 13- Nişaburi, Sahih, cilt 2, sayfa 325’de. Sadece Taberi, “El - Velayet fi tarik-i Hadis’il Gadir” adlı eserinde, 70’den fazla şekilde Hz. Peygamber’den (sav) Gadir-i Hum hadisini nakletmiştir. Bu kaynakların hepsi Sünni eserlerdir. Bütün bu delillerden sonra “Peygamber Aleyhisselam yerine halife bırakmamıştır” şüphesine kesinlikle gerek kalmamıştır. Zira İslam itikadında halife tayini nasp iledir. Din kurumunun başındaki kişinin, insanların veya bir şahsın iradesi ile seçilip tayin edilmesi mümkün değildir. Böyle bir şeyi kabul edersek, her insan kendi iradesinin üstündeki iradeyi tayin ve tespit edecektir ki, burada bir keyfiyet ortaya çıkar. Bu usul de demokratik bir usul olur. İtikadi konularda böyle bir keyfilik söz konusu olamaz. Dinimize göre, imamet makamı bir imamı diğerine Allah’ın emri ile miras bıraktığı bir makamdır. Nitekim Ehl-i Beyt imamlarının bu konuda pek çok hadisleri vardır: Birini aktaralım... Amr b. Eşas şöyle rivayet etti: “İmam Cafer’in şöyle dediğini duydum: Siz bizden birinin imamlığı dilediği kimseye vasiyet ettiğini mi sanıyorsunuz? Hayır! Vallahi bilakis bu Allah’tan Peygamberine verilen bir ahiddir. Ehl-i Beyt’ten emaneti alan kişi kendisinden sonrakine aktarmıştır. Derken emir gelip sahibini bulmuştur.” (Kuleyni, Usul-ü Kafi) İmametin Hz. Ali’nin ve onun evlatlarının hakkı olduğu ile ilgili İmam Gazali’nin görüşü ile konuya son verelim: “Fakat hilafet hususunda delil bütün açıklığı ile ortaya çıktı. Ve konu aydınlandı. Cumhur (Müslümanların tamamına yakın çoğunluğu) Gadir-i Hum hutbesindeki hadisin metninde şeksiz şüphesiz tam icma ve ittifak ettiler. Orada Resulullah şöyle buyuruyor: Ben kimin idarecisi isem, Ali de onun idarecisi ve velisidir.” (İmam Gazali’nin Sırr’ul Alemeyn ve Keşfi ma fi’d Dareyn, sayfa 16-18) “... Dolayısıyla icmaya ve icma ile sabit naslara aykırı olarak teviller üretmek batıldır. Eğer onun hilafetini kurtarmak için ‘icma hâsıl olmuştu’ derseniz, şüphesiz bu da doğru değildir. Çünkü onun hilafetinde icma yoktur. Nasıl olsun ki? Hz. Abbas ve evlatları, Hz. Ali ve zevcesi Hz. Fatıma ve evlatlarının hiç birisi biat halkasında bulunmadılar. Dahası, Sakife’de bulunanların bile birçoğu muhalefet ederek oradan ayrıldılar.” İmam Gazali, Sırr’ul Alemeyn ve Keşfi ma fi’d Dareyn, sayfa 16-18) Yarın Hz. Peygamberin Allah’ın izni ile yerine “halifem” diyerek bıraktığı Hz. Ali Efendimiz hakkında bilgiler vereceğiz… "21.10.2013 PAZARTESİ/ GADİR-İ HUM VELAYET BAYRAMI TÜM İSLAM ALEMİNE HAYIRLI VE UĞURLU OLSUN; KUTLANASI NİCE SENELERE, YA ALLAH YA MUHAMMED YA ALİ..!"
İslamiyet mutlaktır, Müslüman seçim yapmaz
Allah emrine uyan, Yezit’li yola sapmaz Allah emri mutlaktır, farz olan tartışılmaz Ucunda ölüm olsa da, yoldan sapana tapmaz. Kur’an-ı Kerim gibi, İmam Ali’de farzdır Dedi Peygamberimiz (SAV); bu söz ilahi tarzdır Uyan kardeşim uyan, "Allah" desin her duyan Bu "Beş Kişi" seçkindir, Allah’tan mutlak arzdır. Hal böyle nurlu iken, itiraz ederse kul Şeytana hizmet eder, mektup üstündeki pul Tek hakikat Ali’dir; İmametin başıdır Allah "Ali" demiştir, nurludur giydiği çul. Ayetler nazil oldu, İmam Ali farz oldu Tebliğ etti Peygamber (SAV); sahabeler mest oldu Sonsuz ilmin kapısı, kusursuzdur yapısı Yer mekan Gadir-i Hum; En Büyük Bayram Oldu. |
Kaynak:Kur'an-ı Kerim/Bakara Sûresi/Sayfa:7/Cüz:1/39. Ayet: İnkâr edenler ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte bunlar cehennemliktir. Onlar orada ebedî kalacaklardır. ﴾39﴿وَالَّذ۪ينَ كَفَرُوا وَكَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَٓا اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ النَّارِۚ هُمْ ف۪يهَا خَالِدُونَ۟ ﴿٣٩﴾
Kaynak: Kur'an-ı Kerim/En'âm Sûresi/Sayfa:149/Cüz:8/Ayet:156-157: Kitap, yalnız bizden önceki iki topluluğa (yahudilere ve hıristiyanlara) indirildi. Biz onların okumalarından habersiz idik" demeyesiniz, yahut, "Eğer bize kitap indirilseydi biz onlardan daha çok doğru yolda olurduk" demeyesiniz, diye bu Kur'an'ı indirdik. İşte size Rabbinizden açıkça bir delil, bir hidayet ve bir rahmet geldi. Artık Allah'ın âyetlerini yalanlayan ve (insanları) onlardan çeviren kimseden daha zalim kimdir!? İnsanları âyetlerimizden alıkoymaya kalkışanları, yapmakta oldukları engellemeden dolayı azabın en kötüsü ile cezalandıracağız. ﴾156-157﴿
اَوْ تَقُولُوا لَوْ اَنَّٓا اُنْزِلَ عَلَيْنَا الْكِتَابُ لَكُنَّٓا اَهْدٰى مِنْهُمْۚ فَقَدْ جَٓاءَكُمْ بَيِّنَةٌ مِنْ رَبِّكُمْ وَهُدًى وَرَحْمَةٌۚ فَمَنْ اَظْلَمُ مِمَّنْ كَذَّبَ بِاٰيَاتِ اللّٰهِ وَصَدَفَ عَنْهَاۜ سَنَجْزِي الَّذ۪ينَ يَصْدِفُونَ عَنْ اٰيَاتِنَا سُٓوءَ الْعَذَابِ بِمَا كَانُوا يَصْدِفُونَ ﴿١٥٧﴾
Kaynak: Kur’an-ı Kerim/Mâide Sûresi/Sayfa:119/Cüz:6/67. Ayet (Tebliğ Ayeti):
Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan onun verdiği peygamberlik görevini yerine getirmemiş olursun. Allah seni insanlardan korur. Şüphesiz Allah, kafirler topluluğunu hidayete erdirmeyecektir. ﴾67﴿ يَٓا اَيُّهَا الرَّسُولُ بَلِّـغْ مَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَۜ وَاِنْ لَمْ تَفْعَلْ فَمَا بَلَّغْتَ رِسَالَتَهُۜ وَاللّٰهُ يَعْصِمُكَ مِنَ النَّاسِۜ اِنَّ اللّٰهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْكَافِر۪ينَ ﴿٦٧﴾
Kaynak: Kur’an-ı Kerim/Mâide Sûresi/Sayfa:107/Cüz:6/3. Ayet (İkmal Ayeti):
Ölmüş hayvan, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına boğazlanan, (henüz canı çıkmamış iken) kestikleriniz hariç; boğulmuş, darbe sonucu ölmüş, yüksekten düşerek ölmüş, boynuzlanarak ölmüş ve yırtıcı hayvan tarafından parçalanmış hayvanlar ile dikili taşlar üzerinde boğazlanan hayvanlar, bir de fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. İşte bütün bunlar fısk (Allah'a itaatten kopmak)tır. Bugün kafirler dininizden (onu yok etmekten) ümitlerini kestiler. Artık onlardan korkmayın, benden korkun. Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim. Size nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslâm'ı seçtim. Kim şiddetli açlık durumunda zorda kalır, günaha meyletmeksizin (haram etlerden) yerse şüphesiz ki Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. ﴾3﴿حُرِّمَتْ عَلَيْكُمُ الْمَيْتَةُ وَالدَّمُ وَلَحْمُ الْخِنْز۪يرِ وَمَٓا اُهِلَّ لِغَيْرِ اللّٰهِ بِه۪ وَالْمُنْخَنِقَةُ وَالْمَوْقُوذَةُ وَالْمُتَرَدِّيَةُ وَالنَّط۪يحَةُ وَمَٓا اَكَلَ السَّبُعُ اِلَّا مَا ذَكَّيْتُمْ وَمَا ذُبِحَ عَلَى النُّصُبِ وَاَنْ تَسْتَقْسِمُوا بِالْاَزْلَامِۜ ذٰلِكُمْ فِسْقٌۜ اَلْيَوْمَ يَـئِسَ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا مِنْ د۪ينِكُمْ فَلَا تَخْشَوْهُمْ وَاخْشَوْنِۜ اَلْيَوْمَ اَكْمَلْتُ لَكُمْ د۪ينَكُمْ وَاَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَت۪ي وَرَض۪يتُ لَكُمُ الْاِسْلَامَ د۪يناًۜ فَمَنِ اضْطُرَّ ف۪ي مَخْمَصَةٍ غَيْرَ مُتَجَانِفٍ لِاِثْمٍۙ فَاِنَّ اللّٰهَ غَفُورٌ رَح۪يمٌ ﴿٣﴾
Kaynak: Kur’an-ı Kerim/Mâide Sûresi/Sayfa:117/Cüz:6/55. Ayet :
Sizin dostunuz ancak Allah'tır, Resûlüdür ve Allah'ın emirlerine boyun eğerek namazı kılan, zekâtı veren mü'minlerdir. ﴾55﴿ نَّمَا وَلِيُّكُمُ اللّٰهُ وَرَسُولُهُ وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا الَّذ۪ينَ يُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكٰوةَ وَهُمْ رَاكِعُونَ ﴿٥٥﴾
KAYNAK: Kur'an-ı Kerim/ A'râf Sûresi /Sayfa:154/Cüz:8/36. Ayet:
Âyetlerimizi yalanlayanlar ve onlara uymayı kibirlerine yediremeyenlere gelince işte onlar cehennemliklerdir. Onlar orada ebedi kalacaklardır. ﴾36﴿وَالَّذ۪ينَ كَذَّبُوا بِاٰيَاتِنَا وَاسْتَكْبَرُوا عَنْهَٓا اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ النَّارِۚ هُمْ ف۪يهَا خَالِدُونَ ﴿٣٦﴾
KAYNAK: Kur'an-ı Kerim/ Bakara Sûresi/Sayfa:32/Cüz: 2/207. Ayet:
İnsanlardan öylesi de vardır ki, Allah'ın rızasını kazanmak için kendini feda eder. Allah kullarına çok şefkatlidir. ﴾207﴿وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَشْر۪ي نَفْسَهُ ابْتِغَٓاءَ مَرْضَاتِ اللّٰهِۜ وَاللّٰهُ رَؤُ۫فٌ بِالْعِبَادِ ﴿٢٠٧﴾