DANİŞ BEY'İN ŞEHADETİ VE MUSTAFA KEMAL'İN ASKERLERİ
DANİŞ BEYİN ŞEHADETİ VE ATATÜRK’ÜN ASKERLERİ
Hem idealist bir hekimdi Hem iyi bir insandı Daniş Bey. Irk ve inanç ayırımı yapmadan severdi insanları, Ve onlara bu inançla hizmet ederdi. Bunun için yemin etmişti. 1890’lı yıllarda Sakız’dan İzmir’e göçmüştü ailesi. Örrnek bir vatanseverdi o, Cesurdu, Kahramandı, Vefakardı, Vatanına adamıştı kendini, Tıpkı amcası Binbaşı Mehmet Şefik Bey gibi. Yedi yerinden yaralı Şefik Bey, Elindeki bayrağı dikmeden önündeki tepeye Canını teslim etmemişti Azrail’e. Yaman bir Kuva-i Milliyeci idi Daniş Bey, Mustafa Kemal’in yenilmez bir askeri. “Vatanım için canımı seve seve veririm” derdi Ve sonunda verdi… Sözünü erkekçe ispatlayarak gitti. Tıpkı Amcası gibi; Elinde Türk Bayrağı, Yaralı bedeniyle tırmandı Arap Seyfi’deki tepeye. Bayrağı düşürmedi elinden, Onun yerine canını verdi Ve şehadet şerbetini içti. Vatan aşkıyla gitmişti Yıldızeli’ne. Yarasını saracaktı Mustafa Kemal’in Askerlerinin, Düşmanlarına bile hizmet verecekti. Akan kanları durduracak, Ayırım yapmadan hastaları tedavi edecekti. Çünkü Hipokrat yemini etmiş bir hekimdi o, Yeminine ihanet etmeyecek kadar namuslu biriydi. Arap Seyfi Boğazı’nda pusu kurdu namussuzlar; Damat Ferit’in adamları, Ali Kemal’in yoldaşları, Postacı Nazım, Kara Mustafa ve onlar gibi yobazlar, Satılmışlar, Hainler, Alçaklar, Emperyalist uşakları, Haçlılar’ın dölleri, Vahdettin’in itleri, İnsanlıktan nasip aalmamışlar, Vatan sevgisi tadamamışlar, Çıkarcılar, Kalleşler, Aşağılıklar; “Kuva-i Milliyeci bu, Mustafa Kemal’in askeri” Diye ulurcasına bağırdılar ve saldırdılar. Daniş Bey’i arkadan vurdular. Sıktıkları kurşunlar da yetmedi, Onu onlarca yerinden bıçakladılar. Bir anda al bayrağın rengine boyandı Yıldızeli toprakları Yıldızeli semasındaki yıldızlar Düştüler gökten birer birer. Utanırcasına, Ağlarcasına, Matem tutarcasına Yere indiler ve şehitlerin önünde secde ettiler. Sonra karabulutlar kapladı gökyüzünü birden. Semalar siyaha boyandı, Bulutların hüznü sardı her yanı. Yarabbi, duyulan ne büyük bir zuldü bu; Sonsuza kadar unutulmayacak, Hep nefretle anılacak. Yıldızeli halkı hiç unutmadı o gün yaşananları Ve hep lanetle andı Postacı Nazımları, “Din elden gidiyor” diye atılan naraları, Yapılan kışkırtmaları, Koparılan yaygaraları, Söylenen yalanları, Atılan iftiraları, Çamurları. Yıldızeli halkı bir gün unutmuş olsa bile bütün bunları ; Hiçbir zaman unutmayacaklar Yıldızeli semasını süsleyen yıldızları, Ve gökyüzünde uçuşan kuşları. Ama insanoğlu hep unutur geride kalanları, Geleceğe umutla bakar, hep güzellikleri yakalamak ister Hem kin tutmasını bilmezler ki Mustafa Kemal’in askerleri; Nefret etmesini de bilmez onlar, Çünkü sevgi doludur yürekleri. Kötüleri affetmesini bilirler Her güne yeniden başlar, Yeniden severler Ülkemizde bütün ayrılıklar son bulsun isterler. Milli Birliğin sağlanması için çaba gösterirler. Bu topraklarda yaşayan herkesle kardeş olalım derler. Ama hiçbir zaman ülkelerini böldürmezler; Bu uğurda canlarını verirler de Bir karış topraklarını vermezler. Çünkü Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyeti Sonsuza kadar yaşatacaklarına Namus sözü verdiler Ve de andiçtiler. “Andımız”ı ölünceye kadar söylemeye devam edecekler, “Ne mutlu Türküm”demekten asla vazgeçmeyecekler. Ama dünya dönmekte devam ediyor, Tarih tekerrür ediyor; Cumhuriyetin merhamet gösterdiği ip artıkları, Topraklarımızda gözü olan emperyalistlerce, Bir kere daha satın alındılar; Yemlendiler, beslendiler, desteklendiler Ve eğitildiler. Vatan, millet demediler, Onlara boyun eğdiler, Hakkımızdak, şer planları kabul ettiler. Kimileri ”PPK’lı” oldu, Kimileri “Karşı devrimci”, Kimileri de “Yeni Osmanlı Sevdalısı ve Şeriatçı”, Ortak yanları; hepsi de Cumhuriyet düşmanları. Bitmeyen bir kin ve nefret dolu içleri Ellerinden gelse kör bıçakla kesecekler Atatürkçüler’i Ve de yıkacaklar Cumhuriyetimizi. Ama buna güçleri yetmeyecek Hiçbir zaman başaramayacaklar kafalarındakileri Avuçlarını yalayacaklar, Er geç bunu anlayacaklar, Kafalarını sert taşlara vuracaklar, Akılları başlarına gelecek, Gördükleri rüyadan uyanacaklar. Çünkü Cumhuriyetçiler, Atatürkçüler ve Milliyetçiler kararlılar; “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” diyorlar. Cumhuriyetimizi ve Atatürk İkeleleri’ni koruyacaklarına, Bütün varlıkları üzerine yemin ediyor, Sıranın kendilerine gelmesini bekliyor Her gün daha güçlü çıkan bir sesle “Andımız” ı okuyor, “Ne mutlu Türküm” demeye devam ediyorlar.. Daniş Bey ve tüm şehitlerimiz Büyük bir onurla onları yanlarına bekliyorlar… Be hey aptallar !... Aklınızı başınıza alın artık. Bu millet ölür mü hiç ? Bu vatan bölünür mü hiç ? Görün bu gerçeği, Kabullenin Ve uyanın, Olmayacak hayallere dalmayın !... Dr. Sadık Özen 14 Ekim 2013 |