İnsan öyle akıllı yaşamalı ki her dem günahsız bir ağzın yapacağı duanın muhatabı olmalı. Öyle ihlaslı olmalı ki her hayır duanın muhkem mevkisin de hedef olup durmalı. İnsan heran hızlanan zamanın bereketini ummalı. Her içerisi olanın nefesine katılıp arı ve duru bir ışık gibi akmalı. Mahpesini geniş tutup vefasını mahya yapmalı. Yoksa yaşamışlığının ölüsü olmaktan kurtulamaz! Yoksa yok hükmünde vardır.
Yine tarifi yok vaktin. Rüzgarların hücumuyla gelip durmakta! Ne bir neşesi var şevklenecek ne de öğretici bir hüznü. Bir niyet sahibi de değil. Bir dağı tırmanmak ya da deruni bir cümleye muhatap olmak gibi. Öylesine giyinip kuşanıp seyrü endam ediyor ya tarif edemiyorum ahvalini. Bir tadı,bir sahiliği,bir gerekçesi,bir yarını yok gibi! Olsa da bir ölse de. Tarifi,tahrif ve tahrip olmuş bu vakti kime şikayet edeyim bil(e)mi-yorum!
Hayat kimi zaman zorba bir öğretici kimi zaman da suhuletli bir mürebbi. Hangi mevsimi terennüm eylese de insan, çıplak bir duası kadar ederi. Yolunun,yordamının ısrarcısı olduğu kadar davalanır. İster ki davası da devası olsun hayatın! Çoğu kez bilmez hevası davası olmuş da heba olup gitmiş. Çoğu kez işitmez ölmenin bağırdığı kesin gerçeği! Ey Rabbim hüsrana uğrayıp zarar edenlerden eyleme beni ve beni hesap edenleri..!
İçi gece olan bir adam, saygısız bir güneşi içip, anladığın da uykusunu bir deniz irkilir, bir gök ıslanır, bir yalnızlık tek başına kalır! Bir kelime sürgülenip sesi kesildiğinde ağızda, dil dolanır şiir olur. Bir yürek yüklendiği yüzleri unutup taş olduğunda, dağ ufkunu yitirir. Üstü kapalı her yaranın acısına değdiğin de neşterdir o el. Ya kesip alır ya kestiği kadar kendinden bırakır...! İyi her yerde iyidir!
Ben,beni bilmenin cümlesini çatıp kendime gelmek istiyorum. Bir öfke rüzgarı ya da bir aşkın heyecan fırtınasında kaybolup gitmeden birkez olsun ben her kimsem bilmek istiyorum. Elli yıl sonra nasibim de kendimi bilme rızkım olsun istiyorum. Hiçbir şehlalık olmadan tepeden tırnağa ben olanın en net olanını görmek istiyorum. Bu ben’i görüp duyan dostlarıma sesleniyorum. Onu yakalayıp bana getirin. Söz,sizi ondan koruyacağım...!
Şimdi yeniden yürüyorum. Enseli bir vaktin içinde yukarı mahalleli adamları ezerek böceklerin andını siliyorum. Heykelleri ölsün diye zilletin ekabirlerini,bir bir söküyorum herşeyin kalbinden! Ben ilikleri inanç olan sevdalarla çıktım hep sabahlara. Karanlığa seken her cürmü haklayıp,kefenlemem bundandır. Kan dökücü ve can alıcı elini yumdum,dağlara taşlara yeniden merhameti çizi-yorum. Aklanmalı her dem yeniden okunmalı hayat...
Netice itibarıyla öleceğiz. Neticemiz itibarlı olsun diye peşine düştüğümüz her eylemin ve yenildiğimiz günahların karşısına dikiliceğiz! Aklımızın ahmaklığına yanıp kalbi gözyaşlarımızla övüneceğiz. Her yüzümüz gösterilip sergilendiğini de en renklisini değil en doğrusunu seveceğiz. Netice de neticemiz itibarlı olsun diye yaşıyoruz yoksa alıp verdiğimiz nefesin nesine zahmını çekeceğiz! Hayırlısıyla ölsek bi!
İnsan hayrını murad ettiği kadar hayrın takipçisi ve müptelası olmalı. Misal aklının erdiği güzellikleri kalbinin tahayyülatıyla hizalayıp heranını şükredeci nefesiyle solumalı. Olmadı en muhkem dostlarını gözlerinin ön safına koyup sevmelerine,öfkelerine kiramen katibin kılmalı! İnsan havsalasında kalmayıp mucizelerinin adamı olmalı. Tepeden tırnağa imanını ihlasla yaşamalı. Ölümlere hazırken ölmek de hayırdır!
Garip!
İnsan yorgun ama mutlu akşamüstülerini sever bir de umutlarının gün ışığı olacak sabahları. Uzun ve tek bir solukmuş gibi içine çektiği geceleri ise hüküm sahibi yapar ve kimleri ne kadar seveceğine karar verir. Gün başladığında ise bir değirmenin dönen taşı gibi hallendikce hallenir. Peki insan ne zaman yaşlanır da en gerçeğe"ölüme" teslim olup yaslanır,düşünüp içini deşmeyi hiç istemez! Ne garip!
Dost dediğin...
Başka ve derin olmalı, nazar ı himmetiyle en uzak ve en soğuk mesafeden çekip almalı, yetiş diye nidalandığım da yetmeli, nefesine imdat düştüğün de aklına ilk beni getirmeli, kalbinden her damlattığı kanla dem tutmalı beni, en hızlı aşkın en vakur dudaklarıyla öpüp koklamalı hallerimi, hicret ettiği her mekan da sıla bilmeli beni ve hoşlukla özlemeli, özletmeli kendini! Dost dediğin makamına dostunun tebesümüyle hiza vermeli.
Sen sözü dinlemediğini için ben sözü bitiremiyorum. Bu söz yangının sebebi i elzemiyeti bundandır ey köle olan şah! Sen dinlesen ben dinleneceğim,gece dinlenecek gündüz dinlenecek söz sadağın da bekleyecek. Hayat mazi olacak günü başlamayacak,bir gün-ahı dokunmayacak kalbe. Bir türküye eşlik etmeyecek hüzün ve çiçek saksıya kuş kafese hapsolunmayacak. Sen dinlesen sözü yeni bir söz söylenmeyecek şiire zahmet etmeyecek gönül ah...!
Sesi soğuk bir yalnızlığın,bilmem kaç kutur öfkesiyle bağıran,sahici bir zaruretle duasını hamleden,kelimesi kelimesine tek bir harfini atlamadan ölümüne yaşayan bir adamım! Damla damla birikip hayatı son bir sebeple taşıp vücudumdan ruhumu çıkıp gideceğim. Benimle gelecek ömrümün sahifesinde kayıtlı tüm ben’leri katıp önüme bilmem kaç milyon benli kendimle yüzgöz olacağım. Ey Rabbim merhamet et ve en iyi olan ben’i seç!
Gün sadağımız da bugün de bir hayli umut var. Mesela bir denizi kitap gibi açıp okuduktan sonra balık ekmek yiyerek muhabbet bağında iyilik yarenli adamlarla seyrü sefa da bulunmak gibi. Ya da gönlü yeşillik bir ormanın aklına düşüp akşamı bekleyerek izzetli bir türküye eşlik etmek. Gün sadağına ben duamı döktüm. Gayrisi ila ahir nefesimizi var edecek olanın dilemesidir! Yarın mı,yarının sahnesi henüz hayalenilmedi!
Yine annesiz bir sabah. Gün ışığı mahpus gök fanusun içine. İsli gözleriyle yalnızlık bakıyor eşya. Yorgun sesli kuş meclisleri ve herşey diken üstünde. Annesiz bir sabah ve ölümü teşvik ediyor vakit. Dil yaralı hüzünlenmeler ve içinde korkunun boğuştuğu insanlar. Mükerrer dualar eşliğinde kurtulmayı yutkunan sen ben ve o. Dürülüp saklandığımız mazi ve açmaya ürktüğümüz hayallerimiz. Offf annesiz sabah herşey sefil ve çok sarhoş!
Yüzlerini şeytan görsün diyeceğim kimseler var fakat şeytana acıyorum yoldan çıkar diye! Allah belasını versin desem bela olup hayatı kirletecek tipler var! Demiyorum çevre kirliliğine sebep olmamak için. Sadece cehenneme kadar yol veriyorum ancak orda paklanır diye!
Duyduk duymadık demeyin ey ahali; Ölüm var! Ölmenin bile sorulacak hesabı var! Ölümle ikamet eyleneceğimiz kabir var. Mizan var. En hakikisinden adalet var hak var hukuk var. Hizasını bozana nar ı azap var. Sabrı cemil gösterene cennet var. Ey ahali ölüm gelene kadar yaşamanız emrolunan bir hayat var. Alınan nefesin hakkını verene indi ilahide rıza var kelam ı selam var. Ölüme hazır olana refik i ala var. Öyleyse varolana sahip çıkın!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
SEÇKİLER.... şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
SEÇKİLER.... şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
vesselam..