sus/mak..Şiirin hikayesini görmek için tıklayın bil/iyorum..
ses tellerini yırtan bir ağıdın anlam bulan tek kelimesi bu belki de har harf dökülüyorsun sayfalara/salkım saçak ki avuç içlerin kanarken semaya açılır ellerin... bil/iyorum. seninle aramızda hiçbir şey yok... bil/iyorum.. ve benimle aranda hiç……… sadece yağmur yağdığında sızan o toprak kokusu ve o ıslak sıcaklık... (...) sus/mak, sesini hapset/mektir ciğerlerinde avuç içlerinin duvarlarına çarparak yüzünü ki kendime sığım çekiliyorum salonun geceye ışık tuttuğu yüzünde bir adım uzaklaşarak kendimden ellerimi yüzüme kapatarak gömerek gözlerimi ve bil ki sevgili; çokça fena sana benziyorum bilesin kızamık gibisin yakın temaslarda hücrelerime bulaşan kan kırmızı ki kelimeleri deviriyorum devriliyorum tekil muhabbetlerde sana susarak su-sa-ya-rak sana... (...) |
dağa taşa haykırasın gelir öfkeni, kırgınlığını tükenmişsindir..
anlatmak için çaban yoktur anlaşılmak için..
bundandır ki sus-arsın çaresizliklerinin akabinde..
herşey anlatıldığı gibi güzel kalmaz yaşadıkça..
su mesela aktığı gibi midir toprağın üstünde? peki yağmur damlarken mi acıtır yüreğini ya da toprak kokusuyla mı?
sus-mak bazen anlatmaktır çığlıklarla sırada bekleyen yarım kalmış cevapları..
sorularının yanıtı oluverir susmak..
uzun uzun haykırışlarda en asil kalandır susmak..
su-sa-ya-rak..
tebrikler..
Leina tarafından 10/11/2013 9:45:08 AM zamanında düzenlenmiştir.