BEN VE KİBRİTCİ KIZ
Her sene 31 aralık gecesi kibritçi kız olurum
Evimizin karşısında cami... 31 aralık akşamları ışığı kapatıp pencerenin önüne oturup. Caminin duvar dibine gözümü dikerim. Benim için yılbaşı kutlamaları budur. Çocukluğumdan bu yaşıma kadar bu böyledir. Hepiniz bilirsiniz kibritçi kızın masalını, Beni en çok etkileyen bu masaldır Son birkaç yıla kadar hep kar yağardı aralık ayında. Bir güzellik olurdu ağaçların dallarında, evlerin saçaklaında Ama artık ne yazık ki kar yok . Ayaz var,sadece kuru ayaz. O yüzden kibritçi kız daha erken veda ediyor hayallerine. Kibritçi kız,annesini ve onunla geçirdiği günleri hayal ederdi. Bense her sene ,o seneki yaşıma ve konumuma göre, İçimde yaşattığım,ama bir türlü gerçek hayata taşıyamadığım, Beni ve yapmasını istediklerimi bir kibrit alevinde seyrederdim. Bu senede kibritçi kız geldi,kapıyı çaldı,karşıladım içeri buyur dedim. İçeri girdi bizim kız,her zamanki misafir köşesine oturdu . Hoş geldin dedim , Hal hatır sormanın dışında konuşacak sözümüz kalmamış. Hayallerde yanmış önceki senenin kibrit çöpleri ile Bir kutu kibrit getirdim ikram ettim, Çünkü ona yapılacak ikramların en güzeli kibrit çöpleriydi. Kibritleri çaktı,çaktı yanmadı kibritler. Kutuyu geri elime uzatırken gözlerime öyle bir baktı ki anlatamam. "Yaşadığını mı sanıyorsun ! bitmişsin sen! giden sene ile sende gitmişsin.bir yıldır yoksun!" Dedi ve gözlerimden içeri aktı. Yok olan benle kibritçi kızda yok oldu. |