Bir ağaç sallandı
Bir ağaç sallandı rüzgârdan.
Sallandı’ da, sallanır sallanmaz bir yaprak düştü dalından. Ağaç üzgün /ve dalı üzgün… Bakıp, bakıp geçiyor insanlar yanından. Sonra kara bulutlar ağdı, ovalardan başı dumanlı dağlara, Ve bir, hüzün yağmurudur başladı arkasından. Yağmuru yaşı dinleyen yok. Düşünen yok.. Yağmur değildi çünkü. / hüzündü seldi oluk, oluk akan. Ve sonra ortalığa yayıldı çığlıklar, bulut, bulut bir anda. Konuşan yoktu, Ağlayan yas tutan çoktu arkasından.. Yer, inledi. Ve, gök dinledi. Yer, yerinden oynadı, O, daldan düşenin arkasından.. Bir hazin son bahar günüydü. Benim bu ilahi bir sesle irkildiğim gün. Yüreğimin derinliklerine kadar işledi, sonra gözlerim yaşlarla doldu, Dinlediğim bu sesin verdiği hüznünden… Ve bir korku oluştu, yüreğimde, Sonra birden. Yer sarı gök bakır olan, bir son bahar gününde. Kendimi dinlerken. Ne hazin bir mevsim, Ne hazin bir gündür..”ALLAH’M Kimi koşturmakta, kimi dersen ağlamaktadır bu gün… Neden, neden, Bu, insanlar, Birer, birer kuru bir yaprak gibi dalından dökülüp durmakta. Şu hazan mevsiminde… Ben ise hüzünlüyüm, sessizim düşüncelerimin içinde, Yine oturmuş, kendimi düşünürken.. 19 Ekim 13 Ahmet Yüksel Şanlı er |