ÖLESİYE SEVMİŞTİK
ÖLESİYE SEVMİŞTİK
Gitme demiştim sana Sürükleyerek götürdün kendini Yasaklara uyumlu alçak yollardan Suya düşmüş bir taş gibi Sessizlik bıraktın merdivenime. Bekledim geldiğin gibi gelmeni Gelmedin yüreğime ateşler düştü. Mor bir bulutla geldim kapına Ayak izlerime kan, gözüme gözyaşı. Boynundan asılmıştın bir ipe Bir elinden emeğin dökülmekteydi Bir elinden yalnızlığının tuzu. Yalıyordu yerdeki gözyaşlarını Boynundaki zinciri yalayan alçak Semirmişti bir hayvan gibi. Bıçağımla kestim boynundaki ipi Bir boş torba gibi yığıldın yere. Bir yumruk vurdum katilinin gözüne Kafasını çarptı, düştü Seni asmış olduğu dut ağacının bedenine. İğrenç gözyaşları döktü Bıçağı aldı elimden ‘’Öldür beni ne olur’’ Diye çok yalvardı. Aldım kucakladım seni. Ne benim olmuştun, ne de ben senin Ama ölesiye sevmiştik birbirimizi Beş yıldır boş mezarıma gittik seninle Yatırdım cansız bedenini mezara. Bir karanfil koydum yanağına Bir avuçta toprak, Duasız ve törensiz gömecektim seni. Birden savruldu taşlar üzerime Sana sarıldım, sıcaktın ama eylemsiz. Taşlar yığıldı üzerime Ne sen kalkabildin ne ben Bir ağaç yükseldi üzerimizde Şiirler yazıldı güzelliğine. MUSTAFA SÖYLEMEZ 29.09.2013 |