HİKAYEM.
HİKAYEM.
Sevgili, Sen yalnızca adımı biliyorsun. Karekterimi, Kişiliğimi, Yüreğimi, Yüreğimde sana olan sevdamı, Yaşadığım aşkları, Yani hikâyemi değil! Sen sadece adımı biliyorsun. Ve ben bu yüzden gidiyorum. Bilmek mi istiyorsun? Öyleyse dinle; Neden gidiyorum bir bilsen? Valizlerimi topladım ve ben şimdi gidiyorum. “Yorgun yüreğimi tabanlarımda sürüyerek! Ardımda bıraktığım tüyü bitmemiş duygularımı, tozlu defterlerde sana yazılmış şiirlerimi, duvar takviminden asla koparılmayacak yaprağı. Seni tanıdığım o günün tarihini sana bırakıp da gidiyorum! Aaaah keşke diyeceğin gün gelecek elbet. Ama ben gidiyorum. Oysa ben ardımda bıraktığıma değil sana üzülüyorum sana. Bu yüzden, İlk ve son kez ben keşke diyorum. Keşke adımı değil, beni, bana dair tüm hikâyemi bilseydin. Kim bilir belki özlemlerimi alıp gitmezdim. Keşke suçlu aramasaydın sevgide. Gidiyorum şimdi kapı aralığından bakacağını bile bile. Sakın seni sevmedim diye düşünme n’olur. Gidişim seni sevmediğimden değil, yalnızca adımı bildiğinden ve yüreğimi göremediğindendir! Ama gidiyorum Ve ben biliyorum adını ayrılık koyacaksın. Varsın olsun Kim bilir beklide kendinle gurur duyacaksın. Soranlara; tekmeyi vurdum diyeceksin. Varsın olsun önemi yok. Yine de ben gidiyorum. Gidiyorum işte. Sen yalnızlığın hazzını yaşarken, girdiğim her sokak beni sana getirecek düşlerimde. Her kavşak sende kesişecek. Hikâyemi bilmek istersen eğer? Yastığının altına bir not bıraktım. Belki bir gün hüznüme şerik olur tamamlarsın diye. Haaa unutmadan başlangıç cümleni de ben vereyim. “Hikâyem sadece sendin…” Hüma Efkan. |