maziye nacizane dokunuşlar
ayrılık hüzünlü
sevdalara nazik dokunuşlar bir kadın eteğinde saklı saklambaçlarda sen... unutma ! unutursan papatyalar derlediğin sevgiliyi peygamber çiçeği sandığın gelinciği yalnız doğan ama yalnız ölen ayın doğurduğu yıldızları... sen de farksızsın maziyi harabe sanan o yoz adam gibi... oysa... oysa sen; koynunda tahirler, zühreler besleyen oysa sen; leylalar, mecnunlar büyüten... kara rağmen kardelene su veren çocuk; sen soğuğu kışta değil ölümde yaşayan, sen... sen kardeşliği şah damarından daha yakın gören buğulu camlara umut çizen çocuk. unutma ! unutma ki sen ılgıt ılgıt akan nehrin tozlarla bulanık yolların emzirdiği çocuksun zira; sen farklısın, farket.. ama; ama kaybolma çocuk, kaybolma... |