BİR MAYIS GÜNÜYDÜ
Bir mayıs günüydü
Uzanan ellerin kavuştuğu Gözyaşlarının silindiği Bir mayıs günüydü Öncesinde kuruyan yapraklar, budaklanmamış dallar Öncesinde aç, susuz, bitap bir gonca Ve öncesinde kederle kavrulan beden Bir mayıs günüydü Neşeye dönen Sönen ateşi yakan Güneşi ellerine döken Buğdayı saçlarında koklayan Kahve gözlerinde yanan Aşkı senfoniyle çalan Bir mayıs günüydü Aşkın en güzel ayıydı Sözlerin geçiyordu gözlerimden Gözlerin değiyordu dudaklarıma Senli şarkılar çalıyordu her sokak başında Biri mızıkayla, biri elleriyle Bir mayıs günüydü Yolumun ilk günüydü İki tarafı sen kokan ağaçlı yollarda Uykumun en taze sabahında Seni görmek hevesinde Bastığım taş kaldırımlarda Gölgende bile umduğum umudumda Aşkı beklemek Sarıldın sonra Bir mayıs günü umuda Küçük bir odada gizli saklı Bir hastane koridorunda Bazen bir otobüs durağında Kalp çikolatalara Ağladın sonra Sevinçlerine, kavuştuğuna Biriktirdiğin hayallerine Kavuştun hepsine Bir mayıs günü Ve o gün bir şiir yazdım sana: Aşk benzemiyor sensiz olanlara Dündü bunu sana söylediğimde Evet, bu dündü Bu ise yarın: Yolum olarak bir tek sen varsın Kalbimi verdim avuçlarında kalsın Ne güzel yol alıyor seninle bak Ama hepsi ömrü kadar insanın Bir ömür sendense... Ve bir eylül akşamıydı O mıh gibi düşen hüznün ağırlığında Bir şiir daha düştüm defterime: Madalyonun görünmeyen yüzü Bir tokat gibi yapıştı şimdi bana Öksüz kaldı gözlerim Bakamayacağı gülüne Beklemek acizceydi Şimdiyse gitmek Ve son bir dokunuş her şeye bedel Dur dercesine... KENAN ATTAR |