SENİ HİÇ Mİ HİÇ ÖZLEMEDİM
Aylar sonra ilk defa aklıma gelsen de
Sanma seni özledim Fırtına ile yağan yağmuru Buğulu camlar içinde Bekleyişi özledim Bir çay sata bilmek için Bir elinde şemsiye Bir elinde çay tepsisi Koşturan garsonu özledim Sağa sola koşturan Park halinde olan arabaları Kontrol eden ayyaşı özledim Sabah kahvaltılarını Çift kaşarlı tostları özledim Siz rahatınıza bakın Kimse rahatsız etmez diyen Yolumuza bir kırmızı halı Sermediği kalan, masum Güler yüzlü ve sakin Dertsiz tasasız Bize hizmet edeni özledim Karlı havalarda ortaya Yakılan ateşi özledim Ay ışığında Karanlık köşeleri özledim Seni ama seni hiç mi hiç Özlemedim…. Yol kenarına park etmiş Tırları, trafikteki heyecanı Limana demir atmış gemileri Sahilde devriye atan polisleri Buz gibi içtiğimiz çayları özledim Balıkçı teknelerini Kavga ettiğimiz günleri İlkleri yaşadığımız dünleri Özledim Ama seni hiç mi hiç Özlemedim Kalbimi sana kapattığım günden beri Gözlerimi gözlerinden Bedenimi bedeninden Ayırmadığım biri Çok sevdiğim Ama henüz bu sevginin Farkında olmayan Birini özledim Hiçbir şeyini esirgemeyen Arkadaş dost sevgili İçinden geldiği gibi konuşan Ayrılmaz ikili Ruh ikizimi özledim Bazen coşsada gözyaşları Hem de ikimizin Çok mutlu ve huzurlu Çokta duygulu Gülücükleri eksik olmayan Başka yere koymayan Aşk çiçeğimi özledim Bir tanemi meleğimi Seninle kapattığım günleri Çözemediğimiz düğümleri Kalpten atılan sürgünleri Masmavi gözlerini özledim Anlayacağın Aynı nefesi çeken Aynı havayı koklayan Duyguma duygu katan Tanıdığım günden beri Kalbimde sakladığım Duygularıma aktardığım özlem içinde olduğum Onun için heyecanlandığım Bütün engelleri koşarcasına Atladığım…. biri Canımı cananımı özledim Aşkımı sevgilimi bir tanemi Özlenenlerin en çok özleneni Aylar sonra aklıma gelsen de Sanma ki seni özledim.. Ayın mehtaplı gecelerdeki gülüşünü Matem tutuşundaki hüznü İncir ağacına tünemiş Kuşunu ötüşünü Özledim Sen hiç mi hiç özlemedim Desem de inanma Yüreğimi yakanı Beni kor ateşlere atanı Özledim Sami Yüce 27/09/2013 |