BOZULMUŞ GARDAŞ
Yelken bozuk, rüzgar bozuk,
Yel bile bozulmuş gardaş. Sitem bozuk, efkar bozuk, Hal bile bozulmuş gardaş. Hakk’ı gören göz mü kaldı? Aşka yanan öz mü kaldı? Bükülmedik söz mü kaldı? Dil bile bozulmuş gardaş. Göz kurumuş dide bozuk, Haram girmiş mide bozuk, Kök çürümüş gövde bozuk, Dal bile bozulmuş gardaş. Üzerinde oturduğum, Suya ekmek batırdığım, Bazen tesbih getirdiğim, Çul bile bozulmuş gardaş. Halimiz sorulmaz oldu, Yaramız sarılmaz oldu, Önümüz görülmez oldu, Yol bile bozulmuş gardaş. Bey taşıyan at kalmamış, Yiğide avrat kalmamış, Bübülde feryat kalmamış, Gül bile bozulmuş gardaş. Tut ki Hak’tan emir geldi, Azrail canını aldı, Teneşire riya doldu, Sal bile bozulmuş gardaş. Çakır’ın sözünü rüzgar, Savurdu etti tarumar, Hanesinde her gün zarar, Kul bile bozulmuş gardaş. |
Şimdi içi doldu şeker.
Diş kırıldı teker teker.
Sahte mahte kim takar
Bal bile bozulmuş gardaş...