İkaz ve ihtar hak edilmişse, edep içine girilmeli…Haklıydın… İçinde bulunduğum Coşkunun uzağındaydın İçimden geldiği gibi Hitap ederken şaşkındın Bazen mahcubiyetini İfade etmekten sakındın Görebilmeli… En az kalbi hassasiyetinizi Hissedebilmeliydim Gafil miydim, gafletin İçinde sürüklen endim O an tatlı ve kati bir ikazla Dikkati çekilendim Nasıl utandım… Yaşanan coşku ve esintiyi Rahatça paylaşmaktan O haz içinde konuşmaktan Ve de hitabetinden Sarfı nazar edebilmeye Azmedip kaçınmalıydım Kırıp dökmeden… Hassasiyete matuf gönülleri İncitmeden yürümeli Nazar ederken, tanıdığın Nispette temaşa edilmeli Gözler ve sözler rikkat Ölçeğinde hesabı sindirmeli Evet, hakkı… Teslim edip, haklılığını İdrak ederken kırılmadan Edep ve nezaketi dışlamadan, Hayâyı bırakmadan Kardeşlik serencamını Sürdürmeye fırsat tanımalı Kibir ve bencilliğin… Kul ve hiçlik yarışında olan Nefes için faydası yok Aşka ve sevdaya gönül vermek İsteyene acısı çok Çile ve cefaya, zülüm ve Ezaya tahammüllü hiç yok Bu bakımdan… Bilmeyerek ve kastetmeyerek Kırdığım kalplerden Daha naif ve edepli olmamı Bekleyen gönüllerden En kalbi manada özür diliyor Ve selam eğliyorum Mustafa CİLASUN |