Afkanistanlı Çocuk
AFKAİSTANLI ÇOCUK -2003-
Bu şiiri -2003- yılında Afganistanlı bir çocuğun resminden yola çıkarak yazdım. Afganistan’da savaş var Amerika, İngiltere, Fransa önde olmak üzere müttefikler afkan halkına demokrasi getireceğim diye Taliban a karşı savaşıyor Gazetenin birinde bir resim gördüm beş altı yaşlarında bir Afgan çocuk elinde bir torba çöplerin içinde yiyecek bir şeyler arıyor o an yakınına düşen bir bombanın şarapnel parçalarıyla yaralanıyor çığlık çığlığa kaçıyor fazla uzağa gidemiyor elli altmış metre ötede düşüp ölüyor son nefesini verdiğin de açılıyor o çocuksu masum eller avuçlarında üç beş buğday tanesi yerlere dökülüp kanına karışıyor gördüğüm bu acı tablo karşısında duyularımı bir şiirle ifade etmek istiyorum bütün çocuklara armağanım olsun AGANİSTALI ÇOCUK -2003- Sen doğarken aydınlıktı dünya Afganistanlı çocuk Şimdi gündüzlerin karanlık Akşamların kaybolmuş göz bebeklerinde Kaderine çizdi kanlı kalemler senin Zehir ektiler pembe rüyalarına Baharı görmeden sende soldun çiçeklerinde Ölüm kartalları gibi başında dönüyor Savaş çığırtkanları Hain gözler mercekte kirli eller tetikte Onlar için fark etmez Afganistanlı çocuk Ha on çocuk ha on bin çocuk Seçilmez kurbanları Sizin hiç yer yok onların kin dolu yüreklerinde Saplanmış sırtına şarapnel parçası Çığlık çığlığa kaçıyor Afganistanlı çocuk Uzandı yığıldı yere feryatlar arasında Sustu göğüs kafesi bir solu iki soluk Gözleri son defa gezinirken etrafı Ne babası ordaydı ne doğuran anası Kolları düştü iki yana açıldı pamuk elleri O masum avuçlarda yerlere döküldü Çöplerden topladığı üç beş buğday tanesi Ölüm bu kadar kolayımı çocuklar Siz çiçeğe layıkken onlar ateş sundular Sizin yandığınız yerde el açıp ısındılar Evet, evet onlarda insandılar ama Erimiş yanmış kurmuş körpe bedenlerinize Vahşice gaddarca tekmeyle dokundular Şaraplar patlatıldı sizin ölümünüze Çocuklar Gelirken kutsandılar Dönerken kahraman diye karşılandılar Kurşunlar sıkılırken masum yüreklerinize Ne dün utandılar ne bu gün utandılar Yüzyıllardır anne diyen yüz binler aç Aç susuz üryan yalın ayak Şarapnellerin üstünde yürüdüler Gözyaşları içinde sen anneni ararken Enkazların altında kan kusan zebaniler Yerlere sığmadılar göklere haykırdılar Benim ben diye çoktan zafer ilan ettiler Ağlarken arkana bakma Afganistanlı çocuk Senin gözyaşlarının düştüğü yerde On binle yüz yıllardır senden önce öldüler Onlarda senin kadar masumdu Afganistanlı çocuk Nagazaki’nin Hiroşima’nın çekik gözlü Pamuk tenli gül benizli çocukları Atomlar atıldı masum yüreklerine Lime lime gökyüzüne dağıldılar Sağnak sağnak kanlar içinde Yeryüzüne yağdılar Çocuklar dün mezardı size Vietnam’ın Kan kokan sokakları Bu gün Filistinli Gazzeli Kudüslü çocukların Umutlarının üstüne kurulmuş İsrailin kara katil duvarı Ne zaman çözülür bilmem ki Bağdatlı Kerküklü çocukların Ayağına özgürlüğüne vurulmuş Esaretin paslı prangaları Sen acından ölürken Güneşin sıcağında ayazın kucağında Ayakta alkışlandı eli kanlı süvari Dünde vardı çocuklar Bu günde var yarında olacak hep Bosnalı çocukların vuran Asrın zalim keskin nişancıları Küçücük yüreğiniz var çocuklar Dağlar kadar derdiniz Binlerce haykırdınız günlerce ağladınız Duyamadı sesiniz Daha dünyayı tanımadan Paletlerin altında ezilip su gibi eridiniz |