Kurban
Rabbin seslenişi takvânın eli
Tekbirdir, tehlildir eşsiz bedeli Ümmet-i Muhammed kurban demeli “Rabbiniz Allah’tır”ver diyor ayet Kurban samimiyet miraçtır namaz Ve büyük gün var bahtsız anlamaz Âhâd ne Samed ne bileceğiz biz İmandaki yakîn ruhî sekînet Çile dert bilenler diyemez neme Kıyamda, rükûda koştum anneme Dedi ki infâklar zırh cehenneme Sordu İsmailler kime emânet Bir ömrü kurban et gönüller çarpsın Vaciptir kardeşim hem muhatapsın Merhameti sonsuz başka ne yapsın Mahkeme-i Kübra vardır nihayet Şüphesiz duâsı bereket aşa Hazırlık safhası tatlı telâşe Görmezsen fâcirden olursun hâşa Olmasın tasallut şu fâni hayat Emr-i ilahîye şefkati yüzün Şükrün meyvesidir baharın güzün Ümit soluyorum İçimde hüzün Elbette sözlerim amel ve niyet Sanma ulaşacak kanı etidir Hem ubûdiyetin alametidir Kurbanlar çok şeyin kefaretidir Ulvi seferberlik eşsiz ibadet Hizmete adanıp sıdkla var kardeş Allah’a hürmettir ver ki er kardeş Mahşer meydanına aşkı ser kardeş Başkada arama gerçek muhabbet İslamın şiârı sormakta niçin Sonun semeresi çoklukta hiçin Ver kardeşim ver ver Allah için Verenler sofrası ne hoş ziyafet İnfâk şuuruyla adeta yağın Şefkatle el açıp gönüller sağın Gerçek sahibine ver Ona sığın Mevcudata hizmet Ona riayet Kurbansız bu kutlu yola çıkılmaz İbrahimler varken ateş yakılmaz Tedbir,"Takdirden"dir başka bakılmaz Bedbaht o kişidir eyler şikayet Rikkat var şefkat var duymayan duya Ölüm ötesi var tevbe et yuya Kendini teslim et yatma uykuya Hep ona koşuyor cümle mahlûkat "Ben"inini terk edip benim diyerek Yârin bahçesine çok kurban gerek Öze ermelisin başın eğerek İstikâmet bozar "ama" ve "fakat" Dün bugün yarın ezel ve ebed Küfre mürüvvettir kurbansız servet Çokça İsmailller olmalı elbet Sende İsmailler sen de Arafat Akmayan derede sular durulmaz Akmaya talipsen sular yorulmaz Muhabbetin azı çoğu sorulmaz Bunun ötesine geçmek hakikat Kurban ve nispeti O’na varmalar Derin mefkûreler gelir sarmalar Sevgi yudumlayıp huzur dermeler Hoşgörü olgunluk idrâk mârifet Cânan emreylemiş şâir ne yazsın Bir kutlu yolculuk durduramazsın Itri’de bir beste Yunus’ta sazsın Mârifetullâh’ı bilirsen şâyet 18.09.13 Bursa Ömer Ekinci Micingirt MİCİNGİRT KÖYÜ ------------------------- Kars, Sarıkamış ilçesinde bağlı tarih kokan 250 hanelik bir köy ve doğduğum köy. Bu köyün meşhur kalesi kümbeti ve mağaraları vardır ve İnkaya (Micingirt) Köyü’nde bulunan kale Saltuklu Mansur Ergin tarafından 1232 yılında yaptırılmıştır. Micingirt, Türk yurdunu ifade eder...Girt/Yurt demekti eski Türklerde ve Micin/ Maçan Çinli olmayan,Türk yerleşim bölgeleri… Ömer’le Mısra eker Ekinci, satır ıslanmış terle; Micingirt sağ yanımda, koşuyorum Ömer’le, Pusulamız yâr ise, aşka ihânet niye? Beni “ben”le yıkadım, ilhâmı köpüklerle. 08.11.12 Bursa Ömer Ekinci Micingirt Micingirt Ben rüyalarda dolaşırım solgun ışıklarla her gece dolaşırım bucak bucak gre düşüncelerimle Micingirt ben ve uzun saplı bir dirgen ıssız ve yorgun harmanlar sessiz ve yapayalnız renk ölü ses maşat sarsık ve acılıdır hayallerim temaşa eder her giden yabancı cinni mağaradan aşağı kar yüzlü dereleri koyu bir sızı sarar zâr zâr bahtsız yürekleri ne kadar da fark ettirmesek de müthiş bir duygu viran olan bir mâzi ve öldürülmüş eski evler çatılar tutuyor perdeliyor nasırlı elleri toprak bacaları yankılanıyor zigav’ın dere akbaba’nın gerdanından hüznüm aysbergler gibi duygular enkaz amcalar yok bir nesil kayıp zaman dar dünya geniş gece zifiri karanlık kümbet ayrı bir hendese çocuklar benden kaçıyordu şeherli gelmiş şeherli nidâlarıyla gel de ağlama tıpkı dağılmış bir tesbih misali imamesi kayıp savrulmuştuk baş döndüren zamanın akışında sus biçare divane diyordum kendi kendime mevsimin sonu kimse ses vermiyordu bir ara bir ses duyar gibi yosun serinliğinde bu yerde ilham da yoktu duyguda hem yerimi şiir yazmanın şimdi hasretin katılığında boğuluyorum hele “koruğa güneş vurunca kuzuları getir” ah işte bu cümle var ya derinden sarsıyordu tüm hatırları gamda ıslanıyor kederde yıkanıyordum ne zaman yeni bir bahar ne zaman Micingirt ne zaman 29.08.12 Bursa Not:Şiirde geçen Micingirt doğduğum köy... Ömer Ekinci Micingirt Micingirt’te Micingirt’te uyandım, Ve kamet kulağımda… ... Kimler yok ki yanımda, Yeni temiz dünyamda… Babama müjde gitti, Ve ikinci beyitti. Babam sevindi tabi, Bir ben vardım bir abi Şükür dedi Ya Rabbim, Biraz somurttu abim. Haksız da değil ama Pabuç atıldı dama. Bir yıl sonra doğmuştuk, İki oğul olmuştuk. Derken sayımız arttı, Sorumluluk ta arttı. Mehmet Taşkın üç olduk, Fatihle bir kaç olduk. Ve Melike, Emine, Annem oldu nur nine. Gelin dedi evlatlar, Ve ulvi nasihatler… Duamla sizinleyim, Kalp gözüyle dinleyin. Hak yolunu tutalım, Yaratana tapalım. Defter soldan gelmesin! Şeytan bize gülmesin, Biz dinleriz babayı, Atayı akrabayı. Buyurdu Yüce Nebi, Varlığımın sebebi… Sürünsün de sürünsün… Aman Allah’ım aman, Bu ne müthiş bir ikaz, Bağırdım avaz avaz. Ürperdim de ürperdim, Ya ben öyle ölseydim! Var mı ki başka kapı? Gül yüzlünün hitabı… Micingirt’te Uyandım Ve kamet kulağımda… ... Çakmak gibi bakıştık, Hak yolunda anlaştık. Hedef kutlu ağlaştık, Tebessümle uzlaştık. Ve sözümüz söz dedik, Dere tepe düz dedik. Baba harçlığı verdi, Derken kader ayırdı. Çoluk çocuk çoğaldık, Vatan boyu dağıldık. Buluşmamız bayramdan, Ta bayrama değildir, Buna babam kefildir. İki bayram tatil yaz, Rengârenk ve pür niyaz… Düğün sünnet ve yasta, Hem Bursa’da hem Kars’ta Toplanırız pür edep, Buna büyükler sebep. Eski günler yâdlanır, Bakışlar kanatlanır. Annemin tatlıları, Babamın atlıları… Ve ağızlar tatlanır, Gözlerim bulutlanır. Bu devran hep sürüyor, Sevinç arşa yürüyor. Edep, erkân, şükür var, Pehlivan bir babam var. Dua edip duruyor, Mevla’m bizi koruyor. Dar zamanda her yerde, Hızır’la perde perde… Micingirt’te uyandım Ve kamet kulağımda… ... İşte dostlar ben buyum, Babamdan kaldı huyum. Ben bir hiçim ben neyim, Biraz balçık ve suyum. Eğer adam olursam Ve haddimi bilirsem… Halifeyim ben beyim, Hem Bilal hem köleyim. Bu sırlı imtihanda Ve nurlu imtihanda… Gafletten uyanalım, Takvaya boyanalım. Oyun zordur zor oyun, Reçeteyi okuyun. Hu kurtuluş hecesi.., Kalbimin reçetesi. Hak diyerek toplandık, Gözyaşıyla aklandık. Dava ağır, yol uzun, Düşündük uzun uzun. Baba miraca durdu, O ne müthiş huzurdu. Celallendi buyurdu, Şahlandırın bu yurdu. Sonsuzluk bestesiyle, Babalık güftesiyle… Çoluk çomak çoğaldık, Vatan boyu dağıldık. Katar katar ard arda, Hasret kokan dağlarda… Emri Haktır ne derim, Böyle yazmış kaderim. ... Micingirt’te uyandım, Ve kamet kulağımda… 23.01.2006 Bursa Ömer Ekinci Micingirt Micingirt Gurbet harında piştim Gülmeyin hem deliyim Çermesu’da yetiştim Gam tüter çıralıyım Hasret vakti uyandım Biran Micingirt sandım Sarsıldım ve dayandım Nerdeydim nereliyim Meltem esti serinden Beste beste derinden Korkar oldum yarından Aslında yaralıyım Köy kokuna kurbanım Feda olsun bu canım Matem tüter her yanım Yas tuttum karalıyım Düşündükçe yutkundum Yutkundukça yutkundum Uzaktan dua sundum Yoksam da oralıyım Köylülerim haz ettim Duygulandım naz ettim Ve derdimi arz ettim Köyümün moraliyim Mezarlar arşa değdi Hüzün sesi O ney’di Ağladım başın eğdi En başta sıralıyım Ömer Ekinci Micingirt Micingirt’ten Ötürü Ruhumu fetheyleyen sevda aşkın her türü Şiirler sarmaladı Micingirt’ten ötürü Yaralı bülbül gibi koş diyardan diyara Al beni de rıhtıma toptan hepten götürü Şiirler sarmaladı Micingirt’ten ötürü Yeşil mavi pembe mor,şifa anı kasvet dert Beynimde uğultusu yanık şarkım Micingirt Kale kümbet mıhlanmış benzer ulu çınara Tarih şahit pek cömert şu Micingirt mertten mert Beynimde uğultusu yanık şarkım Micingirt 11.03.09 Bursa Ömer Ekinci Micingirt Uyan Micingirt Sahte sâmimiyet renklerimi yer, Aklıma hükmedip gel sırtıma bin. Zorlu serüveni yazmaksa hüner, Yazıyorum işte, avun ve sevin. Ensemizde tufan ki inancım tüm, Tenhâ vakitlere yaptığım yorum. Merhametsiz vehim acı tebessüm, Düşündüm kendimce ne bekliyorum. Neslin ruhunu gör sokağa bak ta; Mantık alev alev ben gibi haydût! İzzet ayakaltı, zillet tabakta, Bozmuşuz âhengi her bir köşe put. Ben benden kaçarım gölgem sağımda, İfâdem pek bozuk cürmeder her an. Ve aşktan habersiz, aşk dudağımda, Korkarım vuslatım bugünden virân. Milletçe el ele gelin beraber, Bismillâh yazalım hemen her yana. Çile bürünelim gözyaşı yer yer, Ezelden ebede bütün cihâna. Rüya mı benim ki anlat gel hele Enkazı anlatmaz derin vaazlar Milli bir ruh gerek, darb-ı mesele Yobaz der yaftalar gider gammazlar Yüreğimle yazdım, biraz acele, Geçmişle iç içe çok sözlerim var. Uyuma Micingirt, uyan kalk hele; Semâvi ülkeye esiyor rüzgâr! 18.12.12 Bursa Ömer Ekinci Micingirt Aşağı Micingirt Şeremet içimde bir aci hüzün Selahattin çayırı gobut şorak adalar hani Hani Micingirt beni bir gün arayacaktın Ne Apponun torunları tanır ne de Selim Çok efkârlıyım Micingirt çok Soğanlı yaylasında ayran içtin mi arkadaş Yalınayak karakış Akbaba’da koyun güdüm mü? Zigavi, Karaköse’nin karlı dağlarını Süzdün mü kale’nin üstünden? Ya tarih kokan mağaralarda kümbette Cenevizi Saltukluyu Osmanlı’yı? Micingirt suskun Selçukludan beri suskun Kalesi kümbeti tarihiyle suskun... Mezar olacak mı son demimde açıp kucağını Günbatımı da siz hiç Semihi Appo’yu Hacı emmimi düşündünüz mü? Kabristanın soğuk kalbinde? Susun Micingirt tükenecek gibi Bu sitem bu hasret sana Micingirt. Zigav bir başka akıyormuş Arasa doğru … Kanni, Haydar komi, Araba yolu, sizden ne haber Cenge mağara sen ne dersin kartol haşladığım çaynikle Biliyorum ne Hakki dayı var ne Emihan, nede tüccar İhsan dayı Saklayamadım hasreti yüreğimde Değirmenler yetim Hacı Fikret yok Hacı Hadis nerede Ne Bursada ararım seni artık ne de hayal kurarım.. Buluşuruz esrarlı melodiyle mezarın öte kıyısında Micingirt, sende açtım gözerimi sılaya Gözlerimde her gece renk renk ışık ışık Ve bakışlarım ararken seni Micingirt seni... Unutamıyorum ne uykum ne hevesim Sen varsın gecelerimde Micingirt sen Senden habersiz ... Yukarı Micingirti düşledim kar ortasında milliye dökülüp Sen vardın Topkaya aklımda İslamsorla beraber Matem bastı yüreğimi amcalar gitti, Köylüler gitti hazanla geçti ömrüm yalnızım Micingirt Selam getireceğim selam zemherinin soğuğuyla Nasıl haykırmalıyım ki duyasın beni İlk defa bu kadar özlüyorum çileyle başbaşa ilk defa… Bu kadar yetim hissetmemiştim ruhumda… Kimse otağını kurmamıştı düşlerime senin kadar Kulak ver tıpkı eski günlerdeki gibi Her adımda karsıma dikilen Çermesu Düşlerime fısıldar mısın? Bekliyorum öteleri seninle olmak için Hay Micingirt hey koca çınar geçmişimden yadigâr Sen tarihsin tarih kokan yamaçlarınla Simdi bir başka hasretteyim Micingirt, bir başka hasret Bir diyar-i vatanda ve çok uzaklarda çook.. Çok Özledim Micingirt çok... Mevsimler başıboş paslı saatler, Ve derin bir hüzün verdi Micingirt. Aklıma her lahza geliyor yer yer Mor pembe düşlerim sardı Micingirt. Hacı Behsat emmim bahtınaküsmüş, Hanımı dert yükü gözyaşı susmuş, Bakışları yorgun yorgunluk basmış, Kasvetle bakışıp durdu Micingirt. Haci Hadis amcam özledim seni, Ne değirmen kaldı nede kefeni, Appoyu düşündüm anladım fani, Bu gurbetlik beni yordu Micingirt. Esker emmim geldi geçmişe indik, Neşe yudumladık pürneşe şendik Tevekkül eyledik sevdik sevindik Mecnunun hasreti vardı Micingirt. Babam muhtar oldu hizmete koştu, Hizmet nimet deyip yollara düştü, Bursa ya gelince yandı tutuştu, Hicrandı ayrılık zordu Micingirt. Nerde Efe Memmet Rebici nerde, İbrahim amcamı gördüm sahurda, Duygularım harap düşlerim hurda, Hasretlik sinemi vurdu Micingirt. Çetin Emim yasta çıkmaz avazı, Ne kışı yaşıyor ne sever yazı, Oğlu imam olmuş yok Hacı Gazi, Öldü Hacı Gazi sordu Micingirt, Sarıkamış ilçem Micingirt köyüm, Ovalar akrabam mevsimler dayım, Çok özledim dostlar kınama beyim, Her dağın bir adı vardı Micingirt. Tarihtir Micingirt, tarih kalesi, Evelik, kuşburnu, yemlik lalesi, Bir gece rastladı ayı balası, Yankısı şafağı yardı Micingirt. Amme Hafız amca sihirli sesi Bilal’dan yadigâr onun bestesi Okur büyülerdi bütün herkesi Kalp gözü açıktı nurdu Micingirt Bu benim gönlümün son sedasıdır, Hasretin figanı ve sevdasıdır, Micingirt vefanın ifadesidir, Yarama kaplanan kordu Micingirt. Ömerim fanidir bu dünya fani, Büyümüş çocuklar herkes yabani, Boncuk boncuk gözler tanımaz beni, Gurbetin gözleri kördü Micingirt. 2003 Bursa Ömer Ekinci Micingirt Köylüler Nerdeyiz köylüler ne oldu bize Ayrılık vurgunu vurdu köylüler Derdimden bir buket vereyim size Yavrular köyümü sordu köylüler Hacı Celal vardı tuğrası hayır Çeşmeler akıttı cennetten nehir Hacı Gazi köyde keserdi mehir Düğünde baş barı kurdu köylüler Hacı Ahmet yapmış kışlalarda ün Altınları sebil döküldü güğüm Dedem Hüsamettin gülmüştü o gün Hacı Behsattada vardı köylüler Serdar Efendi var köyün üstünde Dedem Zeki Sifil baytar aslında İbo dayı vardı eli bastonda Şeremetti onun yurdu köylüler Hırlak Celal nerde gönlü pehlivan Yediği ekmekle bir kuru soğan Yokluk kaderiydi ekmeği yağan Liste yaptım ölüm derdi köyüler Hakkı dayı bekçi gördüm sadakat Biçerdi çayırı kalmazdı takat Kanlıda çobana atmıştı tokat Çoban onu yere serdi köylüler Mucip Hacı Hedis icattı işi Doluydu ambarı kaynardı aşı Birde vardı Hacı Ömer onbaşı Ölünce mezarı nurdu köylüler Semih civan Semih göçtü bırakıp Anası kör oldu ağlayıp bakıp Köye figan düştü sineler yakıp Bize de gurbetlik zordu köylüler Kula Memmet hasta bakışı hüzün Cinolardan Habib yatalak hazin Köylüler çok dertli bir gidin gezin Gönlüme gam keder girdi köylüler Ölmüş Hasbi Amcam izi silinmez Şeremette Mevlüt dayı görünmez Ölüm zor gurbette mertçe ölünmez Rüyamda mezarım dardı köylüler Zevki sefa yoktur ahır zamanda Hacı Fikret Ömer aynı mekânda Yetimleri ağlar yaşlar sahanda İki köye acı verdi köylüler Dedem Hacı Sadi ninem Hatice Öldüler birçoğu ağlar Netice Ne buğdayda tat var ne bakar tece Son durak mezarda durdu köylüler Cinolar Nadolar Leventler selam Baharlar Işıklar hepsi vesselam Düğünde ölümde hep birlik olam Şeytan nifak sokar gördü köylüler Hacı Coşkun muhtar bıraktı izler Toplandı ahali yaşlandı gözler Köylü helallaştı duaydı sözler Peşimizden bakıp durdu köylüler İsmail Ekinci taşa yaslandı Nazim dayı bakıp yaman hislendi Anam helalleşti teyzem seslendi Dönüp son kez selam verdi köylüler Bu şiir değildir hasret ızdırap Görürüm inşallah köyüme varıp Mahşerde buluştur günahsız ya Rab Gönlüme bir sevinç sardı köylüler Köylülerime saygı ve hürmetlerimi sunar ölenlere rahmet kalanlara sıhhat ve afiyet dilerim... Ömer Ekinci Micingirt Ekinciler Sinem pare pare mecnun sılaya Bizden size selam var Ekinciler Hasretim zıgava kümbet kaleye Garip kaldım garip zor Ekinciler Duygular harabe yaktı anılar Hatça ninem öldü öldü maniler Temaşa eyledim nerde faniler Dua ister dua nur Ekinciler Hacı Hedis yoktur icad düşüne Hacı İhsan gelmiş seksen yaşına Hacı Behsat çıkmış tandır başına Kime bakar kime sor Ekinciler Düşündüm düşündüm sıla duyunca Dağıldı Ekinci vatan boyunca Yandı çarkım kalbe hasret koyunca Bende ciğer kavruk hâr Ekinciler Ekinci sülale köyüm Micingirt Rüyalar diyarı insanları mert Araziyi sattık kaldı Şeremet Vakıf derim vakıf ver Ekinciler Aşiret değiliz aynı sülale Ezelden vurgunuz yıldız hilale Ezan okur babam benzer Bilal’a Hakk’a aşık Hakk’a yar Ekinciler Öncesi Micingirt olmuş İnkaya Ceneviz Selçuklu yazılı kaya Sancaklık yapmıştır Saltuklu beye Tarih yazar tarih var Ekinciler İsmimi sormayın Ömer Ekinci İçime düşmüştür eskimiş sancı İffetli insanı yoktur utancı Asil yaşar asil gör Ekinciler Ömer Ekinci Micingirt O Şehir En mutlu günlerim geçmiş dağlarda, Şimdi yamaçları mahzun ney sesi. Hayat yumağını sardım ard arda, Yaklaştım o şehre gördüm herkesi. Uyan emmi uyan, uyan kalk hele, Semavi ülkenin kalk kucağından. Ver elin öpeyim biraz acele, Ne zaman ayrıldın ev ocağından? Her yatan yolcuyu taşlara sordum, Geçmişle iç içe öyle bir gece. Bu yeşil armoni yarış diyordum, Ne bir yarış vardı nede derece. Mecnunun çığlığı geldi derinden, Kendimle baş başa içimde tufan… Mezara taşınmış evler yerinden, Bu hasret boğacak zannettim o an. 28.10.08 Bursa Köyüme gittiğimde herkesi mezarda buldum... Ömer Ekinci Micingirt O Köy Ölürsem dermansız sıladan ırak Yüzümü çevirin o köye doğru Sonsuzluk yolunda olsun son durak Özümü çevirin o köye doğru Hasret yudumlarım alev ataştan Gurbeti yeniden başladım baştan Buz gibi gezerim en kara kıştan Gezimi çevirin o köye doğru Bayramlar yad elde pek fark etmedi Yaşım elli oldu yaş kırk etmedi Dizim çözülmeden yön çark etmedi Dizimi çevirin o köye doğru Bendeki sapanlar boşluk sürüyor Az mantık çok hüzün kışlık sürüyor İçimde bir başka hoşluk sürüyor Azımı çevirin o köye doğru Gevenliye gömün alın bu cânı Neylerim yârensiz bütün cihânı Gözlerim yollarda bekler o anı Gözümü çevirin o köye doğru Sözü tımar ettim mısra kokladım Rüya hayal gerçek tek tek yokladım Fikri hissi sözü yer yer sakladım Sözümü çevirin o köye doğru O köy ki Micingirt özlemin tülü Bütün heveslerim tasa örgülü Sözlerim rengârenk vaazım ölü Va’zımı çevirin o köye doğru 04.10.12 Bursa Ömer Ekinci Micingirt Aras’tan Hazar’a Çok uzak ve amansız, Vardım sılaya vardım. Hasret sardı zamansız, Döndüm döndüm yalvardım. Köyüm hüzün,ben sarsık, Hasret güftesiz artık! İklim değişir sık sık, Güz gibiyim sarardım. Hem bir deli biçare, Avareden avare. Ben Aras’tan Hazar’a, Micingirt’ten akardım. 22.07.09 Bursa Ömer Ekinci Micingirt Ağlez Yazdılar Hasret dudağında hudutsuz hârım Yazdıkça derinden kem söz yazdılar Rüyayı kuşattı hüznüm efkârım Gece yamacıma Ağlez yazdılar Hem dünya oyunsa geldik oyuna Çile mevsimine aşkın köyüne Uzandım tenhâya boylu boyuna Bakıp gözlerime öksüz yazdılar Ruhumu tütsüler köyün dumanı İhtiyâr söğütü kotan yamanı Asfaltta koşarım hasat zamanı Mecnun’u unutup gürbüz yazdılar Hiçe sürüklenip irkiliyorum Sessiz gecelere dökülüyorum Bu bendeki közü ben biliyorum Ruhum frengili sessiz yazdılar Ve bir düş içinde bol ettim azı Ağlez’e kalır mı ömrün birazı Ömer’in şiiri Kenan’ın sazı Gurbet türküsünü bizsiz yazdılar 07.05.12 Bursa Ömer Ekinci Micingirt Toprak Yığınız Mezarım çevirin ot gevenlerden, Bir ardıç bir söğüt,biraz mor yaprak... Savurun küllerim merdivenlerden; Zamana sürüyüp az ağlayarak... Dağ taş aşk verirdi ruhuma huzur, Kekik kokularım es buhur buhur. Ölümsüzlük meğer ölmekmiş dünden; Günbegün aklımı aklım öteler. Kefenim ak olsun, koyunyününden, Helvamı yiyorken gelsin keteler. Hayat bir imtihan, ümit korku nur, Kekik kokularım, es buhur buhur. Bizim köyde mermer uzun ince sal, Öldü ne yazık ki yok Halis usta. Bu şehirde ölüm, cin peri masal, Uhrevi name yok, tutulan yasta. Hüznün huzmeleri içime vurur, Kekik kokularım, es buhur buhur İstemem mozaik istemem mermer, Toprağı yığınız biraz engebe. Üstünde siz olun altında Ömer, Cürmümü toplayın verin sebebe. 05.10.11 Bursa Ömer Ekinci Micingirt www.micingirt.com/?&Fa=1&Id=7822 tıklayıp köy resimlerinin devamına bakabilirsiniz... İletişim : [email protected] |