0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1708
Okunma

Rabbin seslenişi takvânın eli
Tekbirdir, tehlildir eşsiz bedeli
Ümmet-i Muhammed kurban demeli
“Rabbiniz Allah’tır”ver diyor ayet
Kurban samimiyet miraçtır namaz
Ve büyük gün var bahtsız anlamaz
Âhâd ne Samed ne bileceğiz biz
İmandaki yakîn ruhî sekînet
Çile dert bilenler diyemez neme
Kıyamda, rükûda koştum anneme
Dedi ki infâklar zırh cehenneme
Sordu İsmailler kime emânet
Bir ömrü kurban et gönüller çarpsın
Vaciptir kardeşim hem muhatapsın
Merhameti sonsuz başka ne yapsın
Mahkeme-i Kübra vardır nihayet
Şüphesiz duâsı bereket aşa
Hazırlık safhası tatlı telâşe
Görmezsen fâcirden olursun hâşa
Olmasın tasallut şu fâni hayat
Emr-i ilahîye şefkati yüzün
Şükrün meyvesidir baharın güzün
Ümit soluyorum İçimde hüzün
Elbette sözlerim amel ve niyet
Sanma ulaşacak kanı etidir
Hem ubûdiyetin alametidir
Kurbanlar çok şeyin kefaretidir
Ulvi seferberlik eşsiz ibadet
Hizmete adanıp sıdkla var kardeş
Allah’a hürmettir ver ki er kardeş
Mahşer meydanına aşkı ser kardeş
Başkada arama gerçek muhabbet
İslamın şiârı sormakta niçin
Sonun semeresi çoklukta hiçin
Ver kardeşim ver ver Allah için
Verenler sofrası ne hoş ziyafet
İnfâk şuuruyla adeta yağın
Şefkatle el açıp gönüller sağın
Gerçek sahibine ver Ona sığın
Mevcudata hizmet Ona riayet
Kurbansız bu kutlu yola çıkılmaz
İbrahimler varken ateş yakılmaz
Tedbir,"Takdirden"dir başka bakılmaz
Bedbaht o kişidir eyler şikayet
Rikkat var şefkat var duymayan duya
Ölüm ötesi var tevbe et yuya
Kendini teslim et yatma uykuya
Hep ona koşuyor cümle mahlûkat
"Ben"inini terk edip benim diyerek
Yârin bahçesine çok kurban gerek
Öze ermelisin başın eğerek
İstikâmet bozar "ama" ve "fakat"
Dün bugün yarın ezel ve ebed
Küfre mürüvvettir kurbansız servet
Çokça İsmailller olmalı elbet
Sende İsmailler sen de Arafat
Akmayan derede sular durulmaz
Akmaya talipsen sular yorulmaz
Muhabbetin azı çoğu sorulmaz
Bunun ötesine geçmek hakikat
Kurban ve nispeti O’na varmalar
Derin mefkûreler gelir sarmalar
Sevgi yudumlayıp huzur dermeler
Hoşgörü olgunluk idrâk mârifet
Cânan emreylemiş şâir ne yazsın
Bir kutlu yolculuk durduramazsın
Itri’de bir beste Yunus’ta sazsın
Mârifetullâh’ı bilirsen şâyet
18.09.13 Bursa
Ömer Ekinci Micingirt
MİCİNGİRT KÖYÜ
-------------------------
Kars, Sarıkamış ilçesinde bağlı tarih kokan 250 hanelik bir köy ve doğduğum köy. Bu köyün meşhur kalesi kümbeti ve mağaraları vardır ve İnkaya (Micingirt) Köyü’nde bulunan kale Saltuklu Mansur Ergin tarafından 1232 yılında yaptırılmıştır.
Micingirt, Türk yurdunu ifade eder...Girt/Yurt demekti eski Türklerde ve Micin/ Maçan Çinli olmayan,Türk yerleşim bölgeleri…
Ömer’le
Mısra eker Ekinci, satır ıslanmış terle;
Micingirt sağ yanımda, koşuyorum Ömer’le,
Pusulamız yâr ise, aşka ihânet niye?
Beni “ben”le yıkadım, ilhâmı köpüklerle.
08.11.12 Bursa
Ömer Ekinci Micingirt
Micingirt Ben
rüyalarda dolaşırım
solgun ışıklarla her gece
dolaşırım bucak bucak gre düşüncelerimle
Micingirt ben ve uzun saplı bir dirgen
ıssız ve yorgun harmanlar
sessiz ve yapayalnız
renk ölü ses maşat
sarsık ve acılıdır hayallerim
temaşa eder her giden yabancı
cinni mağaradan aşağı
kar yüzlü dereleri
koyu bir sızı sarar zâr zâr bahtsız yürekleri
ne kadar da fark ettirmesek de
müthiş bir duygu
viran olan bir mâzi ve
öldürülmüş eski evler
çatılar tutuyor perdeliyor
nasırlı elleri
toprak bacaları
yankılanıyor zigav’ın dere
akbaba’nın gerdanından
hüznüm aysbergler gibi
duygular enkaz
amcalar yok bir nesil kayıp
zaman dar dünya geniş
gece zifiri karanlık
kümbet ayrı bir hendese
çocuklar benden kaçıyordu
şeherli gelmiş şeherli nidâlarıyla
gel de ağlama
tıpkı dağılmış bir tesbih misali
imamesi kayıp
savrulmuştuk baş döndüren
zamanın akışında
sus biçare divane
diyordum kendi kendime
mevsimin sonu kimse ses vermiyordu
bir ara bir ses duyar gibi
yosun serinliğinde
bu yerde ilham da yoktu duyguda
hem yerimi şiir yazmanın şimdi
hasretin katılığında boğuluyorum
hele “koruğa güneş vurunca
kuzuları getir”
ah işte bu cümle var ya
derinden sarsıyordu tüm hatırları
gamda ıslanıyor
kederde yıkanıyordum
ne zaman yeni bir bahar
ne zaman Micingirt
ne zaman
29.08.12 Bursa
Not:Şiirde geçen Micingirt doğduğum köy...
Ömer Ekinci Micingirt
Micingirt’te
Micingirt’te uyandım,
Ve kamet kulağımda…
...
Kimler yok ki yanımda,
Yeni temiz dünyamda…
Babama müjde gitti,
Ve ikinci beyitti.
Babam sevindi tabi,
Bir ben vardım bir abi
Şükür dedi Ya Rabbim,
Biraz somurttu abim.
Haksız da değil ama
Pabuç atıldı dama.
Bir yıl sonra doğmuştuk,
İki oğul olmuştuk.
Derken sayımız arttı,
Sorumluluk ta arttı.
Mehmet Taşkın üç olduk,
Fatihle bir kaç olduk.
Ve Melike, Emine,
Annem oldu nur nine.
Gelin dedi evlatlar,
Ve ulvi nasihatler…
Duamla sizinleyim,
Kalp gözüyle dinleyin.
Hak yolunu tutalım,
Yaratana tapalım.
Defter soldan gelmesin!
Şeytan bize gülmesin,
Biz dinleriz babayı,
Atayı akrabayı.
Buyurdu Yüce Nebi,
Varlığımın sebebi…
Sürünsün de sürünsün…
Aman Allah’ım aman,
Bu ne müthiş bir ikaz,
Bağırdım avaz avaz.
Ürperdim de ürperdim,
Ya ben öyle ölseydim!
Var mı ki başka kapı?
Gül yüzlünün hitabı…
Micingirt’te Uyandım
Ve kamet kulağımda…
...
Çakmak gibi bakıştık,
Hak yolunda anlaştık.
Hedef kutlu ağlaştık,
Tebessümle uzlaştık.
Ve sözümüz söz dedik,
Dere tepe düz dedik.
Baba harçlığı verdi,
Derken kader ayırdı.
Çoluk çocuk çoğaldık,
Vatan boyu dağıldık.
Buluşmamız bayramdan,
Ta bayrama değildir,
Buna babam kefildir.
İki bayram tatil yaz,
Rengârenk ve pür niyaz…
Düğün sünnet ve yasta,
Hem Bursa’da hem Kars’ta
Toplanırız pür edep,
Buna büyükler sebep.
Eski günler yâdlanır,
Bakışlar kanatlanır.
Annemin tatlıları,
Babamın atlıları…
Ve ağızlar tatlanır,
Gözlerim bulutlanır.
Bu devran hep sürüyor,
Sevinç arşa yürüyor.
Edep, erkân, şükür var,
Pehlivan bir babam var.
Dua edip duruyor,
Mevla’m bizi koruyor.
Dar zamanda her yerde,
Hızır’la perde perde…
Micingirt’te uyandım
Ve kamet kulağımda…
...
İşte dostlar ben buyum,
Babamdan kaldı huyum.
Ben bir hiçim ben neyim,
Biraz balçık ve suyum.
Eğer adam olursam
Ve haddimi bilirsem…
Halifeyim ben beyim,
Hem Bilal hem köleyim.
Bu sırlı imtihanda
Ve nurlu imtihanda…
Gafletten uyanalım,
Takvaya boyanalım.
Oyun zordur zor oyun,
Reçeteyi okuyun.
Hu kurtuluş hecesi..,
Kalbimin reçetesi.
Hak diyerek toplandık,
Gözyaşıyla aklandık.
Dava ağır, yol uzun,
Düşündük uzun uzun.
Baba miraca durdu,
O ne müthiş huzurdu.
Celallendi buyurdu,
Şahlandırın bu yurdu.
Sonsuzluk bestesiyle,
Babalık güftesiyle…
Çoluk çomak çoğaldık,
Vatan boyu dağıldık.
Katar katar ard arda,
Hasret kokan dağlarda…
Emri Haktır ne derim,
Böyle yazmış kaderim.
...
Micingirt’te uyandım,
Ve kamet kulağımda…
23.01.2006 Bursa
Ömer Ekinci Micingirt
Micingirt
Gurbet harında piştim
Gülmeyin hem deliyim
Çermesu’da yetiştim
Gam tüter çıralıyım
Hasret vakti uyandım
Biran Micingirt sandım
Sarsıldım ve dayandım
Nerdeydim nereliyim
Meltem esti serinden
Beste beste derinden
Korkar oldum yarından
Aslında yaralıyım
Köy kokuna kurbanım
Feda olsun bu canım
Matem tüter her yanım
Yas tuttum karalıyım
Düşündükçe yutkundum
Yutkundukça yutkundum
Uzaktan dua sundum
Yoksam da oralıyım
Köylülerim haz ettim
Duygulandım naz ettim
Ve derdimi arz ettim
Köyümün moraliyim
Mezarlar arşa değdi
Hüzün sesi O ney’di
Ağladım başın eğdi
En başta sıralıyım
Ömer Ekinci Micingirt
Micingirt’ten Ötürü
Ruhumu fetheyleyen sevda aşkın her türü
Şiirler sarmaladı Micingirt’ten ötürü
Yaralı bülbül gibi koş diyardan diyara
Al beni de rıhtıma toptan hepten götürü
Şiirler sarmaladı Micingirt’ten ötürü
Yeşil mavi pembe mor,şifa anı kasvet dert
Beynimde uğultusu yanık şarkım Micingirt
Kale kümbet mıhlanmış benzer ulu çınara
Tarih şahit pek cömert şu Micingirt mertten mert
Beynimde uğultusu yanık şarkım Micingirt
11.03.09 Bursa
Ömer Ekinci Micingirt
Uyan Micingirt
Sahte sâmimiyet renklerimi yer,
Aklıma hükmedip gel sırtıma bin.
Zorlu serüveni yazmaksa hüner,
Yazıyorum işte, avun ve sevin.
Ensemizde tufan ki inancım tüm,
Tenhâ vakitlere yaptığım yorum.
Merhametsiz vehim acı tebessüm,
Düşündüm kendimce ne bekliyorum.
Neslin ruhunu gör sokağa bak ta;
Mantık alev alev ben gibi haydût!
İzzet ayakaltı, zillet tabakta,
Bozmuşuz âhengi her bir köşe put.
Ben benden kaçarım gölgem sağımda,
İfâdem pek bozuk cürmeder her an.
Ve aşktan habersiz, aşk dudağımda,
Korkarım vuslatım bugünden virân.
Milletçe el ele gelin beraber,
Bismillâh yazalım hemen her yana.
Çile bürünelim gözyaşı yer yer,
Ezelden ebede bütün cihâna.
Rüya mı benim ki anlat gel hele
Enkazı anlatmaz derin vaazlar
Milli bir ruh gerek, darb-ı mesele
Yobaz der yaftalar gider gammazlar
Yüreğimle yazdım, biraz acele,
Geçmişle iç içe çok sözlerim var.
Uyuma Micingirt, uyan kalk hele;
Semâvi ülkeye esiyor rüzgâr!
18.12.12 Bursa
Ömer Ekinci Micingirt
Aşağı Micingirt
Şeremet içimde bir aci hüzün
Selahattin çayırı gobut şorak adalar hani
Hani Micingirt beni bir gün arayacaktın
Ne Apponun torunları tanır ne de Selim
Çok efkârlıyım Micingirt çok
Soğanlı yaylasında ayran içtin mi arkadaş
Yalınayak karakış Akbaba’da koyun güdüm mü?
Zigavi, Karaköse’nin karlı dağlarını
Süzdün mü kale’nin üstünden?
Ya tarih kokan mağaralarda kümbette
Cenevizi Saltukluyu Osmanlı’yı?
Micingirt suskun Selçukludan beri suskun
Kalesi kümbeti tarihiyle suskun...
Mezar olacak mı son demimde açıp kucağını
Günbatımı da siz hiç Semihi Appo’yu
Hacı emmimi düşündünüz mü?
Kabristanın soğuk kalbinde?
Susun Micingirt tükenecek gibi
Bu sitem bu hasret sana Micingirt.
Zigav bir başka akıyormuş Arasa doğru
…
Kanni, Haydar komi, Araba yolu, sizden ne haber
Cenge mağara sen ne dersin kartol haşladığım çaynikle
Biliyorum ne Hakki dayı var ne Emihan, nede tüccar İhsan dayı
Saklayamadım hasreti yüreğimde
Değirmenler yetim Hacı Fikret yok Hacı Hadis nerede
Ne Bursada ararım seni artık ne de hayal kurarım..
Buluşuruz esrarlı melodiyle mezarın öte kıyısında
Micingirt, sende açtım gözerimi sılaya
Gözlerimde her gece renk renk ışık ışık
Ve bakışlarım ararken seni Micingirt seni...
Unutamıyorum ne uykum ne hevesim
Sen varsın gecelerimde Micingirt sen
Senden habersiz
...
Yukarı Micingirti düşledim kar ortasında milliye dökülüp
Sen vardın Topkaya aklımda İslamsorla beraber
Matem bastı yüreğimi amcalar gitti,
Köylüler gitti hazanla geçti ömrüm yalnızım Micingirt
Selam getireceğim selam zemherinin soğuğuyla
Nasıl haykırmalıyım ki duyasın beni
İlk defa bu kadar özlüyorum çileyle başbaşa ilk defa…
Bu kadar yetim hissetmemiştim ruhumda…
Kimse otağını kurmamıştı düşlerime senin kadar
Kulak ver tıpkı eski günlerdeki gibi
Her adımda karsıma dikilen Çermesu
Düşlerime fısıldar mısın?
Bekliyorum öteleri seninle olmak için
Hay Micingirt hey koca çınar geçmişimden yadigâr
Sen tarihsin tarih kokan yamaçlarınla
Simdi bir başka hasretteyim Micingirt, bir başka hasret
Bir diyar-i vatanda ve çok uzaklarda çook..
Çok Özledim Micingirt çok...
Mevsimler başıboş paslı saatler,
Ve derin bir hüzün verdi Micingirt.
Aklıma her lahza geliyor yer yer
Mor pembe düşlerim sardı Micingirt.
Hacı Behsat emmim bahtınaküsmüş,
Hanımı dert yükü gözyaşı susmuş,
Bakışları yorgun yorgunluk basmış,
Kasvetle bakışıp durdu Micingirt.
Haci Hadis amcam özledim seni,
Ne değirmen kaldı nede kefeni,
Appoyu düşündüm anladım fani,
Bu gurbetlik beni yordu Micingirt.
Esker emmim geldi geçmişe indik,
Neşe yudumladık pürneşe şendik
Tevekkül eyledik sevdik sevindik
Mecnunun hasreti vardı Micingirt.
Babam muhtar oldu hizmete koştu,
Hizmet nimet deyip yollara düştü,
Bursa ya gelince yandı tutuştu,
Hicrandı ayrılık zordu Micingirt.
Nerde Efe Memmet Rebici nerde,
İbrahim amcamı gördüm sahurda,
Duygularım harap düşlerim hurda,
Hasretlik sinemi vurdu Micingirt.
Çetin Emim yasta çıkmaz avazı,
Ne kışı yaşıyor ne sever yazı,
Oğlu imam olmuş yok Hacı Gazi,
Öldü Hacı Gazi sordu Micingirt,
Sarıkamış ilçem Micingirt köyüm,
Ovalar akrabam mevsimler dayım,
Çok özledim dostlar kınama beyim,
Her dağın bir adı vardı Micingirt.
Tarihtir Micingirt, tarih kalesi,
Evelik, kuşburnu, yemlik lalesi,
Bir gece rastladı ayı balası,
Yankısı şafağı yardı Micingirt.
Amme Hafız amca sihirli sesi
Bilal’dan yadigâr onun bestesi
Okur büyülerdi bütün herkesi
Kalp gözü açıktı nurdu Micingirt
Bu benim gönlümün son sedasıdır,
Hasretin figanı ve sevdasıdır,
Micingirt vefanın ifadesidir,
Yarama kaplanan kordu Micingirt.
Ömerim fanidir bu dünya fani,
Büyümüş çocuklar herkes yabani,
Boncuk boncuk gözler tanımaz beni,
Gurbetin gözleri kördü Micingirt.
2003 Bursa
Ömer Ekinci Micingirt
Köylüler
Nerdeyiz köylüler ne oldu bize
Ayrılık vurgunu vurdu köylüler
Derdimden bir buket vereyim size
Yavrular köyümü sordu köylüler
Hacı Celal vardı tuğrası hayır
Çeşmeler akıttı cennetten nehir
Hacı Gazi köyde keserdi mehir
Düğünde baş barı kurdu köylüler
Hacı Ahmet yapmış kışlalarda ün
Altınları sebil döküldü güğüm
Dedem Hüsamettin gülmüştü o gün
Hacı Behsattada vardı köylüler
Serdar Efendi var köyün üstünde
Dedem Zeki Sifil baytar aslında
İbo dayı vardı eli bastonda
Şeremetti onun yurdu köylüler
Hırlak Celal nerde gönlü pehlivan
Yediği ekmekle bir kuru soğan
Yokluk kaderiydi ekmeği yağan
Liste yaptım ölüm derdi köyüler
Hakkı dayı bekçi gördüm sadakat
Biçerdi çayırı kalmazdı takat
Kanlıda çobana atmıştı tokat
Çoban onu yere serdi köylüler
Mucip Hacı Hedis icattı işi
Doluydu ambarı kaynardı aşı
Birde vardı Hacı Ömer onbaşı
Ölünce mezarı nurdu köylüler
Semih civan Semih göçtü bırakıp
Anası kör oldu ağlayıp bakıp
Köye figan düştü sineler yakıp
Bize de gurbetlik zordu köylüler
Kula Memmet hasta bakışı hüzün
Cinolardan Habib yatalak hazin
Köylüler çok dertli bir gidin gezin
Gönlüme gam keder girdi köylüler
Ölmüş Hasbi Amcam izi silinmez
Şeremette Mevlüt dayı görünmez
Ölüm zor gurbette mertçe ölünmez
Rüyamda mezarım dardı köylüler
Zevki sefa yoktur ahır zamanda
Hacı Fikret Ömer aynı mekânda
Yetimleri ağlar yaşlar sahanda
İki köye acı verdi köylüler
Dedem Hacı Sadi ninem Hatice
Öldüler birçoğu ağlar Netice
Ne buğdayda tat var ne bakar tece
Son durak mezarda durdu köylüler
Cinolar Nadolar Leventler selam
Baharlar Işıklar hepsi vesselam
Düğünde ölümde hep birlik olam
Şeytan nifak sokar gördü köylüler
Hacı Coşkun muhtar bıraktı izler
Toplandı ahali yaşlandı gözler
Köylü helallaştı duaydı sözler
Peşimizden bakıp durdu köylüler
İsmail Ekinci taşa yaslandı
Nazim dayı bakıp yaman hislendi
Anam helalleşti teyzem seslendi
Dönüp son kez selam verdi köylüler
Bu şiir değildir hasret ızdırap
Görürüm inşallah köyüme varıp
Mahşerde buluştur günahsız ya Rab
Gönlüme bir sevinç sardı köylüler
Köylülerime saygı ve hürmetlerimi sunar ölenlere rahmet kalanlara sıhhat
ve afiyet dilerim...
Ömer Ekinci Micingirt
Ekinciler
Sinem pare pare mecnun sılaya
Bizden size selam var Ekinciler
Hasretim zıgava kümbet kaleye
Garip kaldım garip zor Ekinciler
Duygular harabe yaktı anılar
Hatça ninem öldü öldü maniler
Temaşa eyledim nerde faniler
Dua ister dua nur Ekinciler
Hacı Hedis yoktur icad düşüne
Hacı İhsan gelmiş seksen yaşına
Hacı Behsat çıkmış tandır başına
Kime bakar kime sor Ekinciler
Düşündüm düşündüm sıla duyunca
Dağıldı Ekinci vatan boyunca
Yandı çarkım kalbe hasret koyunca
Bende ciğer kavruk hâr Ekinciler
Ekinci sülale köyüm Micingirt
Rüyalar diyarı insanları mert
Araziyi sattık kaldı Şeremet
Vakıf derim vakıf ver Ekinciler
Aşiret değiliz aynı sülale
Ezelden vurgunuz yıldız hilale
Ezan okur babam benzer Bilal’a
Hakk’a aşık Hakk’a yar Ekinciler
Öncesi Micingirt olmuş İnkaya
Ceneviz Selçuklu yazılı kaya
Sancaklık yapmıştır Saltuklu beye
Tarih yazar tarih var Ekinciler
İsmimi sormayın Ömer Ekinci
İçime düşmüştür eskimiş sancı
İffetli insanı yoktur utancı
Asil yaşar asil gör Ekinciler
Ömer Ekinci Micingirt
O Şehir
En mutlu günlerim geçmiş dağlarda,
Şimdi yamaçları mahzun ney sesi.
Hayat yumağını sardım ard arda,
Yaklaştım o şehre gördüm herkesi.
Uyan emmi uyan, uyan kalk hele,
Semavi ülkenin kalk kucağından.
Ver elin öpeyim biraz acele,
Ne zaman ayrıldın ev ocağından?
Her yatan yolcuyu taşlara sordum,
Geçmişle iç içe öyle bir gece.
Bu yeşil armoni yarış diyordum,
Ne bir yarış vardı nede derece.
Mecnunun çığlığı geldi derinden,
Kendimle baş başa içimde tufan…
Mezara taşınmış evler yerinden,
Bu hasret boğacak zannettim o an.
28.10.08 Bursa
Köyüme gittiğimde herkesi mezarda buldum...
Ömer Ekinci Micingirt
O Köy
Ölürsem dermansız sıladan ırak
Yüzümü çevirin o köye doğru
Sonsuzluk yolunda olsun son durak
Özümü çevirin o köye doğru
Hasret yudumlarım alev ataştan
Gurbeti yeniden başladım baştan
Buz gibi gezerim en kara kıştan
Gezimi çevirin o köye doğru
Bayramlar yad elde pek fark etmedi
Yaşım elli oldu yaş kırk etmedi
Dizim çözülmeden yön çark etmedi
Dizimi çevirin o köye doğru
Bendeki sapanlar boşluk sürüyor
Az mantık çok hüzün kışlık sürüyor
İçimde bir başka hoşluk sürüyor
Azımı çevirin o köye doğru
Gevenliye gömün alın bu cânı
Neylerim yârensiz bütün cihânı
Gözlerim yollarda bekler o anı
Gözümü çevirin o köye doğru
Sözü tımar ettim mısra kokladım
Rüya hayal gerçek tek tek yokladım
Fikri hissi sözü yer yer sakladım
Sözümü çevirin o köye doğru
O köy ki Micingirt özlemin tülü
Bütün heveslerim tasa örgülü
Sözlerim rengârenk vaazım ölü
Va’zımı çevirin o köye doğru
04.10.12 Bursa
Ömer Ekinci Micingirt
Aras’tan Hazar’a
Çok uzak ve amansız,
Vardım sılaya vardım.
Hasret sardı zamansız,
Döndüm döndüm yalvardım.
Köyüm hüzün,ben sarsık,
Hasret güftesiz artık!
İklim değişir sık sık,
Güz gibiyim sarardım.
Hem bir deli biçare,
Avareden avare.
Ben Aras’tan Hazar’a,
Micingirt’ten akardım.
22.07.09 Bursa
Ömer Ekinci Micingirt
Ağlez Yazdılar
Hasret dudağında hudutsuz hârım
Yazdıkça derinden kem söz yazdılar
Rüyayı kuşattı hüznüm efkârım
Gece yamacıma Ağlez yazdılar
Hem dünya oyunsa geldik oyuna
Çile mevsimine aşkın köyüne
Uzandım tenhâya boylu boyuna
Bakıp gözlerime öksüz yazdılar
Ruhumu tütsüler köyün dumanı
İhtiyâr söğütü kotan yamanı
Asfaltta koşarım hasat zamanı
Mecnun’u unutup gürbüz yazdılar
Hiçe sürüklenip irkiliyorum
Sessiz gecelere dökülüyorum
Bu bendeki közü ben biliyorum
Ruhum frengili sessiz yazdılar
Ve bir düş içinde bol ettim azı
Ağlez’e kalır mı ömrün birazı
Ömer’in şiiri Kenan’ın sazı
Gurbet türküsünü bizsiz yazdılar
07.05.12 Bursa
Ömer Ekinci Micingirt
Toprak Yığınız
Mezarım çevirin ot gevenlerden,
Bir ardıç bir söğüt,biraz mor yaprak...
Savurun küllerim merdivenlerden;
Zamana sürüyüp az ağlayarak...
Dağ taş aşk verirdi ruhuma huzur,
Kekik kokularım es buhur buhur.
Ölümsüzlük meğer ölmekmiş dünden;
Günbegün aklımı aklım öteler.
Kefenim ak olsun, koyunyününden,
Helvamı yiyorken gelsin keteler.
Hayat bir imtihan, ümit korku nur,
Kekik kokularım, es buhur buhur.
Bizim köyde mermer uzun ince sal,
Öldü ne yazık ki yok Halis usta.
Bu şehirde ölüm, cin peri masal,
Uhrevi name yok, tutulan yasta.
Hüznün huzmeleri içime vurur,
Kekik kokularım, es buhur buhur
İstemem mozaik istemem mermer,
Toprağı yığınız biraz engebe.
Üstünde siz olun altında Ömer,
Cürmümü toplayın verin sebebe.
05.10.11 Bursa
Ömer Ekinci Micingirt
www.micingirt.com/?&Fa=1&Id=7822
tıklayıp köy resimlerinin devamına bakabilirsiniz...
İletişim : [email protected]
5.0
100% (1)