YİNE UMUT
Yeni yeni alışmışlığın yıkıntısı üzerimde olan
Param parca edilmiş düşlenenler etrafımda kalan Yürek öyle sıkkın ki işkenceyi hasretle bekler Gönül hiç bir şeyi hak etmezken hakkını savunur Ama bilinmezlerin toplandığı yerde olması kaçınılmazdır Ve öyledir; neleri kazansa bir o kadar da Kaf dağının ardındadır çözüm Acıya hüsrana alışmışlığın rahatlığımı kolay gelecek tebessümsüzlüğe Belki gözyaşı deryasına hasret kalacak küreklerim Belki o küçük teknemde elimden gidecek Lakin yakın olan bir şairin delice mısraları olacak yanıma yoldaş olarak Durmamalıyım, aramamalıyım, bekelememeliyim, aranmadığımı bilmeliyim Hak ettiğimi düşündüklerimi hak etmemeliyim O gözlere o narinliğe o şevkate boş bakmalıyım Buğulu bakmalıyım Cam parmaklıklar ardına saklamalıyım kendimi Peki ya kalbimi Onu ne zapt eder, kime boyun büker, nerede mahpusluk çeker Yanlış damıyım? Neyin doğru denirken ne beklemekteyim Ama büyük insan Yolu yürümek, çiğneyerek olur ezerek olur Mesafesini tahmin etmemekle olur, menzil tek olur Tekbir ses duyulur o yolda Yaklaştıkça gürleşen uzaklaştıkça feryada dönen Dile mühür vurulduğu yerde başlar yaşama seslenişler Sonra serzenişler ve çekip gitmeler Ansızın hayatımız sandığımız bilinmezden gönderilişler Bu günün tarihi ile unutulup gitsin korkutmasın aşk Demelerin yalan olduğu naralardır yolun sonu Bu yol çizgisiz, bu yol riyasız, bu yol desinlerin etkisizleştiği emniyetsiz bir viran Korkuların korkmadığı, gönüllerin berrak bir gölün içindeki küçük çakıl taşlarına benzediği Saflığa müptela, büyük insanlara bekleyişin sancısının çekildiği bir küçük kalptir bu yol. Ünal 07.06.2007 |
işkenceci!
tebrik ederim...