SENSİZLİĞİM
SENSİZLİĞİM
Gece tenhalaşınca yüreğimde dalarım sensizliğin kıyılarına, gideceğini bile bile sevmek seni ne kadar güzelse, bir o kadar da acı veriyor bu imkânsız bedenime. Uzakların kolyesini gerdanıma hediye eden bu hayat yine uzakları sarıyor kollarıma. Yine bitiyorum sebepsizlikte, yine harcanıyorum senin sevginde, Baktığım her yerde ayrılığa koşan bir sürü ben, ben bitiyorum bebek yüzlüm. Uzakların karası kazınmış yüzüme, düşüyor bedenimin bir metre karesine en yüksek yalçınlardan çığ. Senin gideceğini tüm cehreler biliyor, tüm diller seni söylüyor sıcak bir hafta sonu akşamı gidecekmiş diye. Ama bir ben anlayamıyorum, bir ben göremiyorum gideceğini. Şimdiden dudağımda sensizliğin yanık sigarası, başım bu yüzden dumanlı, gözlerim bu yüzden dünyaya kör bakıyor ve ben yine uzaklara, ayrılığa yazıyorum. Kalemimdeki mürekkep hiç bitmedi, hep ayrılığa yazdı hep severek ayrılana yazdı. Şimdi avuçlarımda çırpınan bir çocuk, gözlerimden düşen iki damla yaşım var, alma her şey burada kalsın, yarınlarımız seninle büyüsün, üzüntümüzü kederimizi bırak ben çekeyim. Sana mutluluklar kalsın, sen rengârenk çiçeklerle bezeli sepeti tak koluna, ben senin ayrılık acını da çekerim bebek yüzlüm. Ve bir hazan günü daha benim kapımda, benim yapraklarım yerlerde, gitme diyememek ne acı bilirmisin, mutluluğun göz göre göre ellerinden kayıp gitmesini, sen hiç gösterdin mi bir otobüse elinin içindeki çizgileri, ne acıdır ELVEDA demek bilirsin dimi? Gitme diyememek, al bu kalbi eline ona anlat, anlamaz ki senin gideceğini hadi anlat bir duvara, anlarmı? GİT ama beni de al yanına, beni de savur rüzgârınla bırakma beni, ceketimin iç cebinde büyüttüğüm düğün davetiye sinide al, eğer götürmessen bu yüreği bir çöp kibritle yak gitsin beni... Ünal 20.08.2002 |