HEY GİDİ GÜNLER!..
Hey gidi günler hey…
Takvim yapraklarının telaşına yenildik Birer birer Yağmurlardan kaçtık ıslanmak pahasına İliklerimize kadar üşümek varken Martılar misali Hey gidi günler hey… Masa üstünde kaldı Güldüğümüzü gösteren Siyah – Beyaz resimler Albümler kilitli sandıklara gömüldü Sessiz sessiz… Hey gidi günler hey… Kalem unuttu kağtların üstüne Arzuhali hal etmeyi Sevgili …….. diye başlayan Hasretle son verilen satırları Beklemeyi….Postacıyı… Hey gidi günler hey… İtiş – kakış sinema biletini almak için Girdiğimiz kuyrukları O tahta sandalyelerin gıcırtısını Ellerdeki mendili Saklanan ıslanmış yanakları Beyaz leblebiyi gazozun içine atıp Beklemeyi Kâğıt - helvayı… Hey gidi günler hey… Soba üstünde kestanenin kokusunu Çayın buğusunu Ekmeğin kızaran tarafını sonra Buram buram odaları kaplayan cıvıltıları Günaydınları… Aydınlıkları… Hey gidi günler hey… Yaramazlıklarımızda arkamızdan atılan Tam isabet terlikleri… Süpürgenin “Gâvur” tarafını… Sokak lambasının altında yapılan sohbetleri Bir bekçi düdüğüyle son bulan… Hey gidi günler hey… Kırdığımız camları Top oynarken Şen – şakrak… Yarılan o plastik topları Misketlerimizi dünyaları saklayan Ellerimizin çamurunu sonra Üşüyen parmaklarımızı… Hey gidi günler hey… “Komşu bu akşam size geliyoruz” seslenmelerini Buyurun…Buyurunları telaşlı telaşlı Yaprak sarmalarını Gözlemeleri içli içli Demli çayları Büyüklerini yanında oturmaz çocuklar tembihlerini Kıs kıs gülmeleri sonra… Öpüşen dizi kahramanlarını görünce Hey gidi günler hey… Takvim yapraklarının telaşına yenildik Birer birer Yağmurlardan kaçtık ıslanmak pahasına İliklerimize kadar üşümek varken Martılar misali “Ne olurdu maziden birkaç gülüş çalsaydık; Hırsızlık değil maksat keşke çocuk kalsaydık…” Ali ALTINLI – 03/09/2013 Saat: 17:37 |
Malum yaşlılar geçmişle yaşarmış...
Tebrikler..
Selam ve dua ile..
ESRA