DÜŞ GÜZELİBir zamanlar göz alıcı sultandım Hayale sığmayan muhteşem dilber Yemyeşil gözlerim mavi elbisem Topuklarımda sapsarı saçlarım Beyaz tenim pespembe yanaklarım Kıpkırmızı gülümseyen dudağım Kızlarla oturur gergef işlerdim Kafeslerden sokakları gözlerdim Faytonum kapıda hazır beklerdi Uşağım dadım emrime âmade Her akşamüstü seyrana çıkardım Etrafım mimoza erguvan lale Şarkılı şiirli sandal sefası Söyleşerek martılarla oynardım Dalar gider gurubu seyrederdim Bir taraftan soğuk şerbet içerdim Ballı ayva tatlısını severdim Bir de Şehzade Fatih’i hem nasıl Masal Kızı Düş Güzeli’ydi adım İlham verirdim rüyalar süslerdim Peygamber müjdesi hayal ülkesi Yeryüzünün gözbebeği arzusu İslam cengâverlerinin ülküsü Bense umutla Türk Sultan beklerdim Kavuşmamız öyle kolay olmadı Kaç kere istedi beni babamdan Kaç kez geldi kapımıza dayandı En nihayet oluk gibi aktı kan O beni topla tüfekle kazandı Gemileri dağlar kayalar aştı Derya değil karaları dolaştı Kara sevdalı âşıklar buluştu Nasrani’si Müslüman’ı karıştı İki kıta sevinç ile sarıştı Eli mahkûm babam ister istemez Teslim etmek zorunda kaldı beni Çağ kapatıp çağ açan kavuşmamız Tellallarla dört bir yana yayıldı Ulema sultan ve saray erkânı Halk ile toplandı nikâh kıyıldı Tez elden bir düğün dernek kuruldu Tam kırk gün kırk gece şenlik ve şölen Gazilerin yaraları kapandı Şehitlerin bedenleri canlandı Yerde gökte kim varsa bizi andı Gayrimüslimler bile hoşnut kaldı Olay kırk bir pare topla kutlandı Yanımda çağın en büyük sultanı Başımdaki taç onun armağanı Kollarımda taş işli bilezikler İncecik belimde bir altın kemer Pırlanta yüzükler elmas küpeler Yakut gerdanlıklar inci kolyeler Gümüş nalınlar daha neler neler Rengârenk kadifeler ipekliler Dalga dalga saçımda sırma tarak Dolaştım asırlarca salınarak Yedi kat göklerde yerde anıldım Seferlerle savaşla kazanıldım Eyüp Sultan yüreğimde yatıyor Evliyalar damarımda atıyor Etim kemiğim veli şehit gazi Zannettiler ki kolayca alındım Önce taşradan bir akın başladı Sırtlarında yorganları denkleri En çok başlık parası bulmak için Meşhur olmak için iş kurmak için Önceleri makuldü istekleri Sonra kem tıynette kişiler geldi Gözünü para bürümüş insanlar Yatırım adına talan başladı Evlerimi başıma göçürdüler Beni yerin dibine geçirdiler Göklerimi o gök delenler deldi Şimdi akciğerlerim delik deşik Gözlerimi oyuk oyuk oydular Yerlerine taşla cam doldurdular Her yanımda kırık çıkık ve yanık Vücudumda sayısız yara bere İki büklüm oldum yaklaştım yere Gömülmem çok yakındır bir depremle Her sabah vızır vızır caddelerim Yollarım sokaklarım telaş dolu Herkesin derdi var başından aşkın Nefsi nefsi kırış kıyamet mahşer İyilik yerine çöreklenmiş şer Aralarında asayla gezerim Ya Allah Ya Sabır selamet derim Nezaket namına bir şey kalmamış Hanımefendiler beyefendiler Gidip gelmemekteler birer birer Saygısızlar görgüsüzler artmakta Geride kalan güzide kişiler Kollarını bağlayarak bakmakta Nerede o masum aşklar âşıklar Cebi delik gariban sevgililer Entel dantel sarhoşlar serseriler Bütün mal varlığım yağma edildi Saraylarım kasırlarım köşklerim Konaklarım birer birer devrildi Ne sandal kaldı ne kayık sefası Ne esinti hava ne bad-ı safa Bunaltıcı yazlar karlar ayazlar Nerde koruluklar gümrah ormanlar Birkaç çay bahçesi asık çehresi Sonradan sonraya tek Piyer Loti Artık ne şerefim kaldı ne de şan Rüyalar perisi perli perişan Varoşlardaki sefalet diz boyu Yakarmada cümbür cemaat açlar Nerde o kuyular nerde sarnıçlar Nerde Mimar Sinan’ın duru suyu Dürüst esnafın da değişti huyu Her yer tıklım tıklım ticaret doldu Mescitler camiler görünmez oldu Üzerimde ütüsüz bir tuvalet Kırışık yüzüme makyaj yaptılar Buruşuk boynuma inci taktılar Kaderimle baş başa bıraktılar Onur BİLGE |
Rüyalar perisi perli perişan
:( Malesef ki doğru
Ne şeref kaldı ne şan durum perişan....