Bu Şehir Terletir Adamı
Bu sıcak, bu sıcak terletir adamı şehrim
Ve... Közünde kavuruyorum sana olan sevdamı. Eritir yüreğimde toplanmış buzulları, Dar geçitlerin, küçelerin ömrüme yol olur ancak. Bir kaç arsız kirletir belki gecenin karanlığında, Bakışımı dikmişim pencereden dışarı, sabahlıyorum. Nöbetime yeni doğmuş çocukların, Birde başıboş kedilerin sesi bulaşıyor, Gülümseyerek duvarlara işlenmiş bazalt taşlarını ara sıra sayıyorum. Bir felek, bir de devran, koltuğun arkasına saklanmış zaman, İpimiz elimizden düşmüş, üzerimizde hükmü-Bedbaht Hükmü-Zalim... Belki bir kurşun, belki bir avuç ateş belkide kôr bir ayrılık düşer payımıza bilinmez. Arda kalan vaktin inadıdır sevdam, vazgeçişi olmayan bir ülkenin başkentidir yüreğim. Taşına, toprağına, her cadde ve sokağına sürmeye hazırdır yüzüm, Olmasa da çarem, imkansızdır kapından çıkışım ve seninleyim, Sende kalacak, sende yaşlanacağım koca kent, Şehri-Sevdam ey Amed. (31 Ağustos 2013) (Yer: Diyarbekir) (İhsan İPEK CANKURT) |