aşk dram ve makam’sus artık sazkâr/ çalma bu muhayyer besteyi’ açtı ellerini ’sen de mi leyla’ dedi ferhad sen de mi ’gözlerin bazen semaydı bazen derya ondan tırnakladı mecnun çölleri ondan dağlarda feryad’ tırnaklar, bulutları kanatır oysa acısından yıldırımlar kusar nemrut’un gövdesine koskoca bir es dir ibrahim’e nâr çal bıçağı boynuna ismail’in kızıldeniz musa’nın ayaklarında efkâr hem zemheri, hem şems hârı yakar gül teni bahar her daim koşar damlaya bazen çiğdir bazen çığdır düşen paye goncaya kekliğin sesi aks etmez kayada saz emer hüzzam soluğu şafağın şakağına yaş atar ağlaşan çocuklar rüzgar kanı hangi secdeye sürse kül tahir’i gecenin en kuytusunda bağlar zühre’ye hicazkâr bir kakül düşün bir kere gökle yer tutuşmuşken kızıl bir kavgaya kerem’i sabâ sesler çağırır aslına lâkin bu kanlı yürek mahşeri nasırdan sehpalar kurar kendi aortundan ilmekler insana kardelenler karcigar kurşundur cemre cemleyen buzdan lisana dur dinmeyecek sancılardan kaçmak niye gün mahrem ağrısına dağları ederken perde ferhad’ın suzinak kazmasıdır kızıllaşan suların kumları öptüğü yerde sus artık sazkâr/ çalma bu muhayyer besteyi meğer bir maveraymış dalların sonu kökleri kanatır sürgünler bekleyen maviliğin buzmavisi donu sular sızdıran tapınağıdır aşk devşiren dervişe yakub’un kanlı gömlek gözleri arsız yelkovanın merhemiyle ovalım akrebin soktuğu bütün mahur acılı özleri sus leyla sus/ çalma bu muhayyer besteyi kalbimin ritmi okşarken okyanusun segah dalgalarını söyle şirin’e lohusa kanında terleyen bir annenin muzaffer gözleriyle baksın son kez gözlerime ve çevirdi ellerini ferhad işin aslı aslında aslı da leyla da muhayyer bir hilkat gözler deryaya eller semaya saçlar rüzgara dokunmak için şirin bir yoldur mevla’ya şarkısı şiiri olsa olsa sadece, nazlı bir teferruat ahmet uysal hüzzam:koyu hüzün uşşak:aşıklar hicazkar:zarafet hayal gücü karcigar:yırtıcı kuş segah:açık soylu, huzur veren bir hüzün duygusu muhayyer:beğenilmediğinde geri verilen suzinak:yıkıcı yakan acıtan |