KÜSLÜK.!
Bu gün iki satır yazayım dedim,
Kalem kâğırda küs kâğırt kaleme. Barıştırıp bir yol bulayım dedim, Hatır gönüle küs gönül hatıra.! İkiside hatır matır bilmedi, Bu kul bir türlü söz geçiremedi. Yar ile hasbi-hal eyleyemedi, Kelam diline küs dil’se kelama.! İçimde biriken hasret dağ gibi, Yusuf’un düştüğü kuyunun dibi. Yazmamaya mahküm etti edib’i, İlham şaire küs şair ilhama.! Araları pek yok şu üç beş gündür, Sanmayın vuslata erdiği gündür. Şair yazmaz ise öldüğü gündür. Zaman vuslata küs vuslat zamana.! Bilenler bilirler kim kime küser, Şarap içilir mi olmadan Kevser. Kevser yar tadıdır öyle muteber, Şarap Kevser’e küs kevser şaraba.! Şarap özü Cennet gülünden alır, Bu kul içmiş tadı damakta kalır. Damaktaki aşka sıdk-la sarılır, Bu kul harama küs haram bu kul’a.! Kul TİRYAKİ içtim kevser şarabı, Aşk sarhoşluğunun oldum erbabı. Yar Cennetim emniyetli sübabı, Bül bül yad ele küs yad el bülbüle.! 25 Ağustos 2013 00.47 İstanbul |