İdrak-ı Beşer
senle cennet-i ala için ikrar kıldım
sabır ile gönle yalvardım durdum sükut içinde söz yavaş verilir sabır içinde bekle dedim açılacak bir bir kapılar hayret-i ala içinde kalacaksın etme gönle bunca zulüm bekle sabır içinde duada bir zikirde bir niyazda ol her daim sen seni bildin bileli ruh-u alan arşta gizli arşta nur ile sözlü yakma tende cananı nı cananı has olanı nı devr-i alem beşere mecbur vakti dolan arşa yükselir arşa gelen emanet sorgu sual içinde melekut ile diwana durur sultanım cümle devr-i alemde nur-u pak olanım ezayı sefa sürenim bakıp beşerin haline hüzne dalıp gidenim dili idrak ile lâl madde-i alem içinde şükürde bereketi bilenim bereket-i alanın sırrında Rabbin katında yeri yüce olanım bu devr-i devran hayal-i hüsran Gönülde Hakkı idrakı olmayana sürgüne har ile gidilen vuslat sende yücedir türlü türlü haldedir sabrı telkin etmem boşa değildir yoksa can-ı tende sabır bu devr-i alem idrakı bol olan beşerde harı bol veren yerdir |