Hal ile söylenmeyen her söz, kalplerde bereketlenmez…Fiziki dünya Bir ruhun, bir iradenin somutlaşmasıyla oluşur O ruhun, bu fiziki âlem içerisinde, en mükemmel düzeydeki yansıması İnsandır, bütün varoluş onun etrafında döner, insan âlemin içi ve ruhu, alem ise onun dış yüzüdür Oluşum içten dışa Yani batından zahire doğru olan bir açılımdır İç, birliğin ve bütünlüğün yeri iken dış, ayrışmaların ve farklılıkların yeridir Her şey gibi dinler de bu çift yönlü yapıya sahiptir ve dıştan çok içinde barındırırlar Tasavvuf bir bilgi değil Bir düşünce tarzıdır, usuldür,metottur Ve ancak o mitolojiyi izlemek suretiylebir tür bilgiye ulaşılır Arızi, geçici, değişken olandan ziyade özde yatan, kalıcı esasları sunmuş, metafizik ekollerden birisidir Bazı geleneksel Müslüman toplumlarında yaşayan fertlerin İlmi, dini, siyasi, iktisadi, estetikve bürokratik tavır alışkanlıklarının Arka planında tasavvuf denilen bu İslami dünya görüşünün yatmakta olduğu gözlenmektedir Tasavvufun varlık görüşü Makamlar ve mertebeler bütün manevi ilimlerde En temel noktadır, açıklamalar arsındaki bazı farklılıklar, o konuya Farklı mertebelerden bakılmasından dolayıdır, mertebeler arasındaki farkı bilmeyen kişi, zan üzere bir hükme girer Tasavvufta, varlık anlayışı Zaviyesinden bakacak olursak mutlak tevhit vardır Sufiler başta, ortada ve sonda sürekli varolana; var demektedir Varlık anlayışında Zat ve Zatın sıfatlarının deveran ettiği bir ortam söz konusudur Bütün sıkıntılar “Ben varım” diyerek varlık sahibi olduğumuzu Zannetmekle başlar, dolayısıyla ”ben yokum,” sadece O var demekle Bütün sıkıntıları omuzlarımızdan atmak anlamına gelir, emaneti doru yere teslim ettiğinde sıkıntı biter Muhyiddin İbn Arabî hazretleri “Bismillahi Fatih’il vücuda” yani “ vücuduaçan Allah’ın adıyla” diye başlıyor Yine Hak Teâlâ’dan, O’nun sıfatlarından başka bir şey yoktur, hep O’nun ladır, O’ndandır, O’nadır… M.E. K Mustafa Cilasun |