MİHRİMAHŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Hürrem Sultanın Kızı Mihrimah Sultan ve hayatı hakkında buradan bilgi alabilirsiniz.
Osmanlı’nın büyük cihan padişahı Kanuni Sultan Süleyman’ın ve büyük aşk’ı Hürrem Sultan’ın bir kız çocuğu gelir Dünya’ya . Efsane bir ask’ın meyvesidir bu çocuk ve bu yüzden belki efsane aşkların en temeline en masalsı olanına ithafen ismi Mihrimah konulur Mihr-ü Mah Farsça da Güneş ve Ay demektir. Zaman hızla geçmiş Mihrimah Sultan büyümüş 17 yaşına gelmiştir ki o zamanlar için evlendirilmesi uygun olan bir yaştadır. İki talibi olur biri Diyarbakır valisi Rüstem Paşa dırdiğeri ise saray’ın baş mimarı Mimar Sinan. Padişah biricik kızını Rüstem paşa ile evlendirir Sinan evlidir ve 50 yaşındadır ama bilinen odur ki Mihrimah Sultan’a deliler gibi aşıktır. Mimar Sinan o derece derin bir tutku ile aşık olduğu Mihrimah Sultan’a kavuşamamıştır fakat o’na olan aşkını olanca güzelliğiyle sanatına yansıtmıştır. İstanbul’un en güzel yerlerinden birine Üsküdar’a Mihrimah Sultan adına bir cami yapması istenir kendisinden.1540 yılında inşa etmeye başladığı cami’yi 1548 yılında tamamlar.Cami inşa edilirken bir yandan kendi aşkını anlatır hiç şüphesiz ve eserine sanki “eteklerini giymiş bir kadın” siluetini verir ayrıca cami için mimari olarak esinlendiği örnek aldığı yer ise bir başka aşka kutsal bir aşka adanmış bir şaheserdir ; Ayasofya. Bahsi geçen bu cami 2 Minareli olup padişah fermanı ile yaptırılan bir eserdir ama Sinan’ın söyleyecekleri bununla bitmemiş olacak ki bu eserden 14 yıl sonra o güne kadar ilk defa padişah fermanı olmaksızın Edirnekapı da surların yakınına pek kimsenin ilgilenmediği ıssız yalnız ama İstanbul’ un en yüksek tepesi olan bir yere sanki aşkının gizliıssız ve yalnızlığını ama bir o kadar büyüklüğünü haykırmak istermişcesine ikinci bir eser yapmaya koyulur. Mihrimah Sultan’a ithafen. Derler ki; cami Mihrimah sultanın o duru gösterişsiz ve bir o kadar asil güzelliğine istinaden küçücüktür ve sadece 38 mt bir minareye sahiptir. Bir adet incecik kubbesinin üzerindeki 161 pencere ise iç güzelliğinin ne kadar aydınlık ve berrak olduğunu temsil eder bu sayede gün ışığının her köşede adeta dans ettiği kadınsı edalı. ( o tarihte bu açıklıktaki ve bu kalınlıktaki bir kubbeye o kadar pencere dünya üzerinde sadece Mimar Sinan tarafından yapılabilirdi) cami içindeki pandatiflerde ve minare kenarlarındaki upuzun işlemelerde de Mihrimah Sultan’ın o çok güzel ayak topuklarını döven upuzun saçları tasvir edilmiştir. Ve yine denir ki Mihrimah Sultan’ın statüsü iki minareli cami yaptırmaya yetmesine rağmen yalnızlığını simgelemesi anlamında tek minareli yapılmıştır bu cami. Ama Sinan aşk‘ını öyle sihirli bir tılsımla mühürlemiştir ki bu sırra şaşırmamak o sevdaların naifliğine imrenmemek elde değil. Sinan Usta’nın aşk’ının vesikasıdır sanki iki caminin de yeri özenle seçilmiştir. Güneşin doğum ve batım yerleri tespit edilerek yapılmış camilerdir. Edirnekapı’daki Mihrimah Sultan Camii’ni aynı anda görebileceğiniz bir yer tespit edin. Günbatımında (elbette yılın sadece bir gününde ki o gün 21 Mart gece ile günün birbirinre eşit olarak kavuştuğu gün’dür daha enteresanı o gün Mihrimah Sultan’ın doğum günüdür) göreceğiniz muhteşem manzara şudur: Edirnekapı Camii’nin tek minaresinin arkasından güneş batarken Üsküdar’daki caminin minareleri arasından ay doğmaktadır! “Bu nasıl bir hesaplama bu nasıl bir estetik anlayışıdır!”
Kaf dağının ardında masal imiş sevdalar
Bir varmış da bir yokmuş yalan oldum Mihrimah Pak beyazlı gelindi kefen giydi sevdalar Hazan yedim sonbahar talan oldum Mihrimah Bir öfkenin yelinde harman ettin sevdayı Yel vurunca çecimi solan oldum Mihrimah Kanuni’den ferman mı aşkı memnu günahım Neydi gönlüme kastın ay yüzlü Mihrimahım Islattığın kiprikten süzülürken bin ahım Girdap döndüm selinde ne tufandı Allahım Bir öfkenin selinde harman ettin sevdayı Sel vurunca çecimi dolan oldum Mihrimah Dadanmış bülbül güle figan eyler kafeste Tavafında tur attım can tende son nefeste Çile bülbülüm çile yazıl hicrana beste Çeksin sevda ahını gül aheste aheste Bir öfkenin dilinde harman ettin sevdayı Dil vurunca çecimi belan oldum Mihrimah Rest çekemem sevdana aldatmaz açık kartım Hangi saraf narhında yanlışa çıktı tartım Bürüt netten ağırdı eksiye vurdu artım Yemin olsun kuran’a sadakatti tek şartım Bir öfkenin elinde harman ettin sevdayı El vurunca çecimi çalan oldum Mihrimah İhtimali beklerken senden çok umutluydum Uğrun uğrun severken inanki hep mutluydum İlanı aşk dilimde dönülmez komutluydum Diz çoktüm de binmedin inilmez hamutluydum Bir öfkenin çölünde harman ettin sevdayı Çöl vurunca çecimi kölen oldum Mihrimah Ne yiğitti şu gönlüm mayası rengi koyu Can yaşarken cıkar mı tenin altından huyu Gözyaşlarım Nuh tufan nasıl durulsun suyu Her mecnuna bir Leyla Yusuf’un payı kuyu Bir öfkenin gölünde harman ettin sevdayı Göl vurunca çecimi bulan oldum Mihrimah Ay cemalin görmedim nur hayalin çoğudu Yaza yaza biter mi Kul Figani ağıdı Kor sevdana banmadan önce gamım yoğudu Ölümsüzdü sevdalar sanma sana soğudu Bir öfkenin belinde harman ettin sevdayı Bel vurunca çecimi kölen oldum Mihrimah KUL FİGANİ (Erdem GÜMÜŞ) Sakaraya/2013 |
Yaza yaza biter mi Kul Figani ağıdı
Kor sevdana banmadan önce gamım yoğudu
Ölümsüzdü sevdalar sanma sana soğudu
Bir öfkenin belinde harman ettin sevdayı
Bel vurunca çecimi kölen oldum Mihrimah
KUL FİGANİ (Erdem GÜMÜŞ)
Sakaraya/2013
Seven yürek sesleri nakış nakış işlenmiş dizelere;
Beğeni ile okudum
Yüreğini kalemini ;_______________________________________Saygıyla selamlıyorum