Horlandım / canım yandı / katırları geçdim ,,,,
Horlandım ,,,Eşşekdim
Canım yandı öyle eşşek değildim öyleyse haydi / hodri meydan dedim Hırslandım katırları geçdim Hiç beklemiyordum / Madem hodri meydandı Benim bildiğim hodri meydan’da kalleşlik yokdu sahiden gıpta edilirdi el sıkılırdı Katırlar kıskandırlar Halleriyle hareketleriyle hemde sözle / Demediklerini bırakmadılar Artık bilmek istemiyorum Bilmek buysa ? bilmekden tiskiniyorum Amma olmadı Gayem insanı insan yerine koydurmakdı Tamam oldu Yukarılardan bakıyorum katırları / İnsan yerine koyuyorlar beni şimdi Amma / benim istediğim bu değildi Hadiya sende / hiç zorla güzelliğin tadımı olurdu Benim istediğim , içtenlikdi , samimiyetlikdi , sahiden bilmekdi Çocukla çocuk olmak olduğum gibi görünmekdi ozamanlar salak bile dedilerdi Şimdi deseler mutlumusun değilim / böyle mutluluğu ne yapayım Böyle samimiyetin anasını satayım Katırı geçdim diye katırlar Sahdecikden önümde eğiliyorlar Hani bir kahvenin kırk yıl hatırı vardı ? Hani yaradanı / yaradandan ötürü sevilirdi ? Peki şimdi gene horlansan katırları geçermisin ? Hayır geçmem Peki geri dönermisin ? Hayır geri dönmem Peki ne yaparsın ? Dağda durur katırları görmem . Yahya sevim ; Aydın . |
İnsanı insan yerine koymak,ne güzel bir sesleniş!Samimiyet insanın yüce duygularından.Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı olması,Yaradılanı Yaradandan ötürü sevmek...
Yürek sesine bereket.Teşekkür ederim saygılar.